Finansajans.com – Hanta virüsü nedir? doğada çok sayıda tipi bulunan ve bunlardan bir kısmı insanlarda hastalık yapabilen viruslardır. Hantavirüs Nedir, Nasıl Bulaşır, Belirtileri Nelerdir? Çin’de Görülen Hantavirüs Hakkında Bilgi. Tıpkı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi Bunyaviridae ailesinde yer alan Hanta virus, bu ailenin diğer tüm üyelerinden farklı olarak insana bulaşmak için bir vektöre (kene, sivrisinek vb) ihtiyaç duymaz. Bu virusların coğrafik dağılımları iklim, fauna gibi faktörlerden çok etkilenir ve çoğunlukla oldukça sınırlı bölgelerde görülürler. Örneğin bir Hantavirus olan Puumala virusu, İskandinavya, Baltık cumhuriyetleri ve Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülürken, Sin Nombre virusu Amerika kıtasında sınırlıdır. Ülkemizde daha önce görülmezken son haftalarda Zonguldak, Bartın bölgesinden bildirilen Hantavirus ise ilk defa Kore’de 1978 yılında izole edilmiştir. Tüm Avrasya’da değişik bölgelerde bulunabilen bir virustur.
Bugün En Çok Okunanlar
Hantavirüs nedir, belirtileri nelerdir ve insanlara nasıl bulaşır? Türkiye’de Hantavirüs görülür mü? Hantavirüs kuluçka süresi kaç gün? İşte, Koronavirüs’ün ardından Çin’de yeni bir hastalık olarak görülen Hantavirüs hakkın bilinmesi gerekenler.
Hantavirus’un doğadaki kaynağı fare ve benzeri küçük kemirgenlerdir. Kemirgenler virusu kanlarından temizleseler de haftalar, aylar boyu idrar ve salyalarıyla virusu etrafa saçarlar. Bu hayvanların idrar ve salyası (olasılıkla gaitası) ile dış ortama atılan virus, gıdalara bulaşarak ağız yoluyla veya çevreden toz halinde havaya saçılıp bu tozların solunum yoluyla vücuda alınmasıyla insana bulaşmaktadır. Daha nadir görülen bir diğer bulaş yolu da enfekte hayvan tarafından ısırılmadır. Hastalığın insandan insana direkt yolla bulaştığı gösterilememiştir. Bu nedenle hastaların karantinaya alınması gibi önlemlere gerek yoktur. Ancak Hantavirus ile enfekte bir hastanın kan, idrar gibi çıkartılarının doğrudan mukozalara teması ile hastalık bulaşabilir. Bu nedenle bu hastalara bakım veren sağlık personelinin standart korunma önlemelerine uyması önerilmektedir.
İnsana bulaşan Hantavirus iki farklı klinik hastalık yapabilmektedir. Bunlardan birincisi; böbrek yetmezliği ile giden kanamalı ateş tablosu (HFRS), diğeri ise daha ağır seyirli olan ve akciğer ödemi ile karakterli Hantavirus Akciğer Sendromu (HAS) dur.
Böbrek Yetmezliği ile Giden Kanamalı Ateş tablosu (HFRS): Bu hastalık ateş, trombosit sayısında azalma ve akut böbrek yetmezliği ile karakterlidir. Kuluçka süresi ortalama 2 haftadır ancak 5-42 gün arasında değişebilir. Hastalarda ateşe ek olarak baş ağrısı, bel ağrısı, karın ağrısı ve sıklıkla bulanık görme yakınmaları vardır. Trombositopeniye bağlı olarak cilt içine kanamalar ve/veya iç organ kanamaları görülür. Pek çok hastada şok tablosu gelişir. Hastalığın bu dönemi 4-7 gün kadar sürer ve şok dönemi olarak adlandırılır. Bu dönemi atlatan hastalarda 3-10 gün süren, idrar çıkışının azalması hatta durması ile kendini gösteren böbrek yetmezliği dönemi başlar. Bu dönemde sıvı ve elektrolit dengesinde bozukluklar izlenir. HFRS, %5 ölümle sonlanır. Ölümlerin 1/3’ü şok evresinde, 2/3’ü ise böbrek yetmezliği evresinde gerçekleşir.
Hantavirus Akciğer Sendromu (HAS): Bu hastalık ani başlayan ateş ve kas ağrıları ile HFRS’ye benzer. Ancak 1-10 gün (ortalama 4-5 gün) sonra akciğerle ilgili yakınmalar (nefes darlığı ve öksürük) başlar. Akciğer yakınmalarının nedeni damar geçirgenliğindeki artışa bağlı olarak gelişen akciğer ödemi (akciğerlerde sıvı toplanması)dir. Akciğer ödemi yavaş gelişimli ve hafif seyirli olabileceği gibi saatler içerisinde ilerleyerek akciğer yetmezliğine neden olacak şekilde ağır da olabilir. Bu hastalıkta böbrek yetmezliği görülmemektedir.
Hastalığın tanısında ELISA gibi serolojik testlerle antikor aranması veya polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) kullanılır.
Virusa karşı geliştirilmiş bir aşı veya serum olmadığından bu hastalıktan korunmada en etkili yöntem kemirgenlerle mücadele ve kemirgenlerin yoğun olduğu bölgelerden uzak durmaktır. Kemiricinin ısırması veya tırmalaması yoluyla hastalık bulaşabildiği için, kemiriciler kesinlikle canlı olarak yakalanmaya çalışılmamalıdır. Ölü bir kemiriciye çıplak elle temas edilmemeli mutlaka eldiven giyilmeli veya maşa gibi bir araç kullanılmalıdır. Ölmüş kemiriciler ortalıkta bırakılmamalı, derince açılmış bir çukura gömülmelidir. Bu işlemlerden sonra eller mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır. Yiyecek ve içecekler mutlaka kemiricinin girmesini engelleyecek kapalı dolaplarda saklanmalıdır. Yiyecek – içecek kaplarının ağzı açık bırakılmamalıdır. Kemiricinin idrar ve dışkısı ile kirlenmiş olduğu tespit edilen yüzeyler % 10’luk çamaşır suyu kullanılarak silinmelidir. İdrar veya dışkıyla kirlenmiş riskli alanların temizliği süpürge, elektrik süpürgesi gibi toz kaldıran temizlik yöntemleriyle yapılmamalıdır. Temizlik işleminden sonra ve riskli yerlere temas sonrasında eller su ve sabunla yıkanmalıdır.
Hastalığın tedavisi, mutlaka gelişmiş olanakları olan bir hastanede yapılmalıdır. Bugün için Hantavirus’e etkili olan ribavirin isimli bir ilaç bulunmaktadır. Ancak hastanın tedaviye vereceği cevap, bu konuyla ilgili büyük bilimsel çalışmalar henüz olmadığından baştan öngörülemez.
Dünya, Corona virüs salgınıyla boğuşurken virüsün sürekli mutasyona uğraması hastalıkla mücadelede endişe yaratıyor. Virüsün mutasyona uğraması akıllara yeni tehlikeler kapıda mı? Virüsle nasıl mücadele edilecek? sorularını akıllara getiriyor.İlk olarak 2019 Aralık ayında Çin’in Wuhan kentinde görülen virüsün aslında 2004 yılında ortaya çıktığı 2019 yılına kadar sürekli mutasyona uğrayarak geldiği belirlenmişti. Büyük bir virüs ailesi olan Korona virüsler, 2002 yılında SARS- Cov, 2012 yılında ise MERS-Cov salgınına neden olmuştu.AYNI VİRÜS AİLESİNDEN GELİYORLAR
Çin’in Guangdong eyaletinde 2002 yılında, ortaya çıkan virüs, dünya genelinde 17 ülkeye sıçramış, 8098 kişi hastalığa yakalanırken 774 kişi hayatını kaybetmişti. 2012 yılında Suudi Arabistan’da ortaya çıkan MERS-Cov virüs salgını ise dünya genelinde 27 ülkeyi etkilemiş, salgına yakalanan 2499 kişiden 861’i hayatını kaybetmişti.2019 yılında Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıktı. İlk vakalar, epidemiyolojik olarak Wuhan’daki bir hayvan pazarı ile ilişkilidir. 27 Aralık 2019 tarihinde Wuhan’daki bir hastaneye ağır pnömoni tanısıyla üç hasta yatırılmıştı. Çin’den hızla dünyaya yayılan virüs ise, şimdiye kadar dünya genelinde 381 bin 499 vakaya rastlanırken 16 bin 557 kişi hayatını kaybetti.En çok ölüm sayısı 6 bin 77 kişi ile İtalya’da yer alırken, İtalya’yı 3 bin 281 ölüm ile Çin takip izliyor. İspanya’da 1772 kişi hayatını kaybederken İran’da ise 1685 kişi yaşamını yitirdi.VİRÜS HAYVAN PAZARINDAN ÇIKTIÇin’de görülen ilk vaka ise hayvan pazarında balık satıcısı olan 49 yaşında bir kadındı. Hastada ilk belirtiler ateş, öksürük ve göğüste sıkışma şeklinde gözlenmiş. Dördüncü gün ise hastanın ateşi düşmüş, öksürük ve nefes darlığı ise artmıştı. İkinci hasta ise yine hayvan pazarından sıklıkla alışveriş yapan 61 yaşında bir erkekti. Bu hastada da aynı belirtiler gözlemlenirken hastanın durumu ilk iki gün içinde giderek kötüleşmiş ve entübe edilerek mekanik ventilatöre bağlanmıştı.HAYVAN PAZARI TEHLİKE SAÇIYOR
Çin’deki hayvan pazarında her türlü hayvan yenmek üzere satılmakta. Bu hayvanlar arasında Yılan, sıçan, kunduz, tilki, kurt yavruları, tavus kuşları, kunduz, baykuş, kurbağa, kaplumbağa, yarasa, kemirgenler ve kertenkele gibi yüzlerce ‘sağlıksız’ hayvan yer alıyor. Hastalıkların hayvan pazarları üzerinden çıkması sonrası ise Çin hükümeti, Wuhan’daki hayvan pazarını kapatmıştı.HANTA VİRÜS NEDİR?Tüm bu virüslerden sonra son olarak Çin’de yeni bir virüs türünün ortaya çıktığı duyuruldu. Hanta virüs ismi verilen virüsten dolayı Shandong’ta bir kişinin öldüğü açıklandı. Kemirgenlerden insanlara bulaşan Hanta virüs, ateş, öksürük ve halsizlik gibi belirtiler gösteriyor. Virüsün insanlara kemirgenlerin ısırması dışında bir de kemirgen dışkı ve idrarlara temas sonrası bulaşabiliyor.İSPANYOL GRİBİ NEDİR?1918-1920 yılları arasında domuz gribini virüsünün ölümcül bir alt türü olan grip, dalga dalga ilerlemiş ve üçüncü dalgası ile 50 ile 100 milyon arası insanın ölümüne neden olmuştu. İnsanlık tarihinde bilinen en ölümcül salgın olan gribin bir özelliği de özelliği, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıydı.