TV8'in olay yaratan dizisin Kırmızı Oda izleyen herkesin adeta psikolojisiyle oynuyor. Kırmızı Oda Boncuk Gerçek Hikayesi Ne? Gerçek hayat hikayelerinden uyarlanan Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun Madalyonun İçi kitabından uyarlanan dizi, senaryosunun yanında, anlattığı karakterlerle de tüm dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Dizinin en çok merak edilen karakterlerinden biri de Boncuk. Peki Kırmızı Oda Boncuk Gerçek Hayatta Kim?
Kırmızı Oda dizisi bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun gerçek hayat hikayelerini anlattığı kitabı Madalyonunun İçi kitabından uyarlanıyor. Dizide birbirinden dramatik hikayelere sahip karakterler bulunuyor. İzleyenlerin en çok ilgisini çeken karakterlerden biri de Boncuk oldu. Çocukluğundan bu yana hep acı çekmiş, esrarengiz karakter Boncuk'un gerçek hikayesini herkes merak ediyor. Peki kim bu Boncuk?

Kırmızı Oda dizisinin ilk karakterlerinden biri olan Alya'dan sonra belki de en çok ilgi gören, esrarengiz karakter Boncuk'un kim olduğu çok merak ediliyor. Gerçek hayatta Boncuk karakterinin kim olduğu konusunda izleyenler sürekli araştırma yapıyor.
Gerçek olmayan olaylar yaşayan, sanrılar gören, ermiş dedeler gören Boncuk karakteri esrarengiz karakteriyle oldukça ilgi çekici bir karakter. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kitaplarında yer alan karakterleri incelediğimizde Madalyonun İçi kitabında sadece 2.5 sayfa yer bulan bir hikayede Boncuk'a rastlayabiliriz.

Madalyonun İçi kitabında Rezzan karakterinin seansı bittiğinde, onun hikayesi başlıyor. Kitapta tasvir edildiği şekliyle; Kumral, uzun boylu, incecik, güzel yüzlü bir kadın Boncuk. Yine tıpkı dizideki gibi doktor hanıma yurtdışından geliyor. İlk seansa geldiğinde kış olmasına karşın üzerinde incecik mavi bir pardesü ve kocaman çiçekli bir baş örtüsü var.
Gerçekte Boncuk'un ismi Emine ve seansa eşiyle değil, kendi gibi ince yapılı olan erkek kardeşiyle geliyor. Kocası Emine'yi tedavisi için tek başına Türkiye'ye göndermiş. Emine'nin kardeşi, kocasını iyi bir ev erkeği olarak tanımlıyor.

Emine Doktor hanımla ilk sohbetinde 3 yıl önceye kadar hiç bir şeyinin olmadığını, ancak 3 yıl önce birilerinin, kocasının oğlan olduğunu ve Emine'nin talibinin çok olduğunu söylemeye başladığını anlatıyor. İlk başta kulağına söylenen bu sözlere inanmadığını, ancak o kişilerin, "Kocan da bunları biliyor git inanmıyorsan sor." demeleri üzerine bu olayı kocasına anlattığını söylüyor. Kocasının ise bu olaya ne alakası var nereden çıkıyor bunlar şeklinde bir tepki verdiğinden bahsediyor. Kocasının bu tepkisi üzerine Emine, "Adamlar beni başkasına vermekten bahsediyor, kocamın kılı kıpırdamıyor. Erkek dediğin böyle yapar mı? Demek ki dedikleri doğru." diye düşündüğünü ve onlara inanmaya başladığını söylüyor.

Doktor hanım bunun üzerine Emine'ye kocasının nasıl bir insan olduğunu soruyor. Emine de, "İyidir. Etliye sütlüye karışmaz, dövmez sövmez. İyi adamdır." şeklinde cevap veriyor. Dizide olduğu gibi Emine ve kocası da Hollanda da yaşamaktadır. Emine, tıpkı dizideki Boncuk gibi Hollanda'da oldukça yalnızdır. Kocası sadece iş için dışarı çıkar, çevrelerindeki bir kaç Türk ile de görüşmek yerine evde televizyon izleyip dinlenmeyi tercih eder.
Emine ile Boncuk'u ayıran en önemli özellik çocuklarıdır. Emine'nin çocukları varken, Boncuk ve Sadık çiftinin çocuğu yoktur. Emine Doktor hanımın hastasın demesini kabullenemez. Hasta olduğunu düşünmeyen Emine yaşadıklarını, gördüklerini ve duyduklarını gerçek zanneder. Doktor hanım Emine'ye bir takım ilaçlar yazar ve bir süre Türkiye'de kalıp Hollanda'ya dönmemesini önerir. Bir ay sonraya da randevu verir.

Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun Madalyonun İçi kitabında anlattığı Emine karakterinin hikayesi sadece bir seanstan ibaret. Kocasından alınıp başkasına verileceğini sanması doğru. Ancak ermiş dedeler kitapta yok. Ayrıca kocası Sadık da kitapta yok. Emine seansa erkek kardeşiyle geliyor. Kitaptaki ve dizideki her iki karakter de yalnızlıkla sanrılar görmeye başlıyor. İkisi de Hollanda'da yaşıyor ve hiç kimseyle görüşmediklerinden psikolojik sorunlar yaşıyorlar.
Kırmızı Oda dizisi bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun gerçek hayat hikayelerini anlattığı kitabı Madalyonunun İçi kitabından uyarlanıyor. Dizide birbirinden dramatik hikayelere sahip karakterler bulunuyor. İzleyenlerin en çok ilgisini çeken karakterlerden biri de Boncuk oldu. Çocukluğundan bu yana hep acı çekmiş, esrarengiz karakter Boncuk'un gerçek hikayesini herkes merak ediyor. Peki kim bu Boncuk?
Kırmızı Oda Boncuk Gerçek Hayatta Kim?

Kırmızı Oda dizisinin ilk karakterlerinden biri olan Alya'dan sonra belki de en çok ilgi gören, esrarengiz karakter Boncuk'un kim olduğu çok merak ediliyor. Gerçek hayatta Boncuk karakterinin kim olduğu konusunda izleyenler sürekli araştırma yapıyor.
Gerçek olmayan olaylar yaşayan, sanrılar gören, ermiş dedeler gören Boncuk karakteri esrarengiz karakteriyle oldukça ilgi çekici bir karakter. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kitaplarında yer alan karakterleri incelediğimizde Madalyonun İçi kitabında sadece 2.5 sayfa yer bulan bir hikayede Boncuk'a rastlayabiliriz.

Madalyonun İçi kitabında Rezzan karakterinin seansı bittiğinde, onun hikayesi başlıyor. Kitapta tasvir edildiği şekliyle; Kumral, uzun boylu, incecik, güzel yüzlü bir kadın Boncuk. Yine tıpkı dizideki gibi doktor hanıma yurtdışından geliyor. İlk seansa geldiğinde kış olmasına karşın üzerinde incecik mavi bir pardesü ve kocaman çiçekli bir baş örtüsü var.
Gerçekte Boncuk'un ismi Emine ve seansa eşiyle değil, kendi gibi ince yapılı olan erkek kardeşiyle geliyor. Kocası Emine'yi tedavisi için tek başına Türkiye'ye göndermiş. Emine'nin kardeşi, kocasını iyi bir ev erkeği olarak tanımlıyor.

Kırmızı Oda Boncuk Gerçek Hikayesi Ne?
Emine Doktor hanımla ilk sohbetinde 3 yıl önceye kadar hiç bir şeyinin olmadığını, ancak 3 yıl önce birilerinin, kocasının oğlan olduğunu ve Emine'nin talibinin çok olduğunu söylemeye başladığını anlatıyor. İlk başta kulağına söylenen bu sözlere inanmadığını, ancak o kişilerin, "Kocan da bunları biliyor git inanmıyorsan sor." demeleri üzerine bu olayı kocasına anlattığını söylüyor. Kocasının ise bu olaya ne alakası var nereden çıkıyor bunlar şeklinde bir tepki verdiğinden bahsediyor. Kocasının bu tepkisi üzerine Emine, "Adamlar beni başkasına vermekten bahsediyor, kocamın kılı kıpırdamıyor. Erkek dediğin böyle yapar mı? Demek ki dedikleri doğru." diye düşündüğünü ve onlara inanmaya başladığını söylüyor.

Doktor hanım bunun üzerine Emine'ye kocasının nasıl bir insan olduğunu soruyor. Emine de, "İyidir. Etliye sütlüye karışmaz, dövmez sövmez. İyi adamdır." şeklinde cevap veriyor. Dizide olduğu gibi Emine ve kocası da Hollanda da yaşamaktadır. Emine, tıpkı dizideki Boncuk gibi Hollanda'da oldukça yalnızdır. Kocası sadece iş için dışarı çıkar, çevrelerindeki bir kaç Türk ile de görüşmek yerine evde televizyon izleyip dinlenmeyi tercih eder.
Emine ile Boncuk'u ayıran en önemli özellik çocuklarıdır. Emine'nin çocukları varken, Boncuk ve Sadık çiftinin çocuğu yoktur. Emine Doktor hanımın hastasın demesini kabullenemez. Hasta olduğunu düşünmeyen Emine yaşadıklarını, gördüklerini ve duyduklarını gerçek zanneder. Doktor hanım Emine'ye bir takım ilaçlar yazar ve bir süre Türkiye'de kalıp Hollanda'ya dönmemesini önerir. Bir ay sonraya da randevu verir.

Kırmızı Oda Boncuk Gerçek Hayattan Farkı Ne?
Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun Madalyonun İçi kitabında anlattığı Emine karakterinin hikayesi sadece bir seanstan ibaret. Kocasından alınıp başkasına verileceğini sanması doğru. Ancak ermiş dedeler kitapta yok. Ayrıca kocası Sadık da kitapta yok. Emine seansa erkek kardeşiyle geliyor. Kitaptaki ve dizideki her iki karakter de yalnızlıkla sanrılar görmeye başlıyor. İkisi de Hollanda'da yaşıyor ve hiç kimseyle görüşmediklerinden psikolojik sorunlar yaşıyorlar.