TV8 ekranlarında yayınlanan ve reyting rekorları kıran dizisi Kırmızı Oda'da işlenen hikayeler, izleyenlerin yüreğini yakıyor. En çok dikkat çeken karakterlerden biri de Kumru oldu. Kırmızı Oda Kumru Gerçek Hikayesi Ne? Sevdiği adamla birlikte kaçan Kumru, öylesine bir hayata sürükleniyor ki, hayal ettiklerinin hiç birini yaşayamıyor. Peki Kırmızı Oda Kumru Gerçek Hayatta Kim?
Kırmızı Oda dizisi bu akşam yayınlanacak bölümüyle birlikte 22 bölümdür TV8 ekranlarında izleyicinin beğenisine sunuluyor. Kırmızı Oda, televizyon dizisi için kısa sayılabilecek bir sürede izleyicinin içine öyle bir işledi ki, Kırmızı Oda hayranları cuma günlerini adeta iple çeker oldu. Dizide bir kaç bölümde anlatılan hikayeler adeta izleyenlerin içini parçalıyor.
Kırmızı Oda hayranlarının içine işleyen hikayelerden biri de Kumru'nun hikayesi oldu. Köyden sevdiği adamla birlikte kaçan kumru kendini öyle bir hayatın içinde buldu ki, ne sevdiği adam ne de hayalini kurduğu sıcak yuvası gerçek oldu. Öyle bir hayatı oldu ki güvenip ailesini, köyünü, yuvasını terk ettiği adam, kumar borcu uğruna kendisini başka adamlara satar oldu.
Kırmızı Oda dizisi bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kaleme aldığı kitaplardan uyarlanan bir senaryoya sahip. Yani dizide izlediğimiz tüm karakterler gerçek hayatta yaşanmış hikayelerden esinlenilerek oluşturulmuş. Dolayısıyla hepimizin yüreğini dağlayan Kumru karakterinin de gerçek hayatta bir karşılığı var.
Kırmızı Oda dizisinin karakterleri bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kaleme aldığı Madalyonun İçi isimli kitaptan esinlenilerek yazılıyor. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'da bu kitapları gerçek hayatta yaşanmış hikayelerden kaleme almış. Dolayısıyla dizideki tüm karakterlerde olduğu gibi Kumru'nun da gerçek hayatta bir karşılığı var.
Kumru'nun hikayesi Madalyonun İçi kitabından doğrudan alınma değil. İsim ve hikayenin bir kısmı farklı olsa da, bazı farklılıklar göze çarpıyor. Kumru'nun hikayesi de tıpkı Boncuk'un hikayesi gibi kısa bir hikaye. Kitabın, "Kader Mahkumları" bölümünde yer verilen Kumru'nun gerçek adı hayal.
Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu, Madalyonun İçi kitabında içeri yeni giren danışanı, yani Kumru'yu şöyle betimliyor; "Ufak tefek, sarı benizli, saçları omuzlarına dökülmüş, kumral genç bir hanım. Yüzüne bakınca kirli pasaklı bir izlenim veriyor insana. Boyası eskimiş dağınık saçları, sanki hiç taranmamış gibi ve yüzünü gözünü kapatmış."
Kumru, doktor hanıma eski bir hayat kadını olan bir danışanının referansıyla geliyor. Elinde tuttuğu buruşuk kağıtta doktor hanımın adresi, ismi ve kendisine referans veren eski hayat kadını danışanının ismi yazıyor. Ürkek, çekingen ve biraz da asabi davranan Kumru, bu eski hayat kadını danışanın şu an iyi olduğunu ve Ankara'da açtığı bir evde kaldığını ve kendisinin de onun yanında çalıştığını söylüyor.
Kumru ilk seansta doktor hanıma bir ilaç kutusu gösteriyor. Daha önce İskenderun'da bir psikiyatriste gittiğini ve bu ilaçları kendisine onun verdiğini söylüyor. Bu ilaçlar olmadan içindeki sıkıntıyı atamadığını, bu ilaçlardan günde 3-4 tane içtiğini söylüyor. Kumru, İlaçları bittiği için buraya geldiğini ve ilaç yazdırmak için geldiğini söylüyor.
Ancak doktor hanım bunu kabul etmiyor ve böyle olmaz anlat bakalım diyor. Kumru'nun hikayesi de böyle başlıyor. Kumru, "Doktor hanım nerden başlasam bilmem ki." diyerek lafa giriyor ve başlıyor anlatmaya. "Aslında ben çok iyi bir ailenin kızıyım. Babam hakim, annem öğretmen. İki kız kardeşiz ben büyüğüm. Babam huysuz bir adamdır. Özellikle içkiliyken kızarsa çok döverdi bizi." Yani gerçek hayatta Kumru, dizideki gibi köyde yetim büyümüş bir kız değil.
Gerçek hayatta Kumru'nun annesi okumuş, öğretmen, ekonomik özgürlüğünü eline almış, kendi parasını kazanmış biri olmasına rağmen, babasından çekinen hakkını savunamayan bir karakter. Kumru annesini örnek almış ancak, kötü örnek olarak örnek almış. Annesi gibi silik bir karakter olmayacak, kendini ezdirmeyecektir. Laf olsun diye okula giden, dersleri ve ders çalışmayı sevmeyen bir çocukluk geçirmiştir. Hakim bir baba ve öğretmen bir annenin çocuklarından beklenenin aksine, tembel ve dersleri kötü olan bir çocukmuş ve bir kaç kere de sınıfta kalmıştır.
Birine aşık olan Kumru, annesine babasına karşı gelmiş, babasının dayaklarına, annesinin ağlamalarına karşın aşık olduğu kişiyle bir şekilde evlenmiştir. Tam anne baba baskısından kurtuldum derken, gittiği evde de aradığını bulamaz. Kocası işsiz güçsüz serseri bir karakterdir. 6 ay sonra oradan da kaçan Kumru eve geri döner ve anne babasından özür diler.
Babası hakim olmasından kaynaklı boşanma işlemlerini hemen halleder. Ancak bu kez de dul hayatı başlar. Babası sen dulsun diyerek her şeyi yasaklar. Kumru yeniden aşık olur, ancak bu kez ailesine söylemez. Kumru yine ipsiz sapsız birine aşık olmuştur. İşi gücü olmayan, tahsilsiz o adam Kumru'ya kaçmayı teklif eder. Kumru bu teklifi düşünmeden kabul eder. Evdeki baskıcı dul hayatı artık dayanılmaz hal almıştır. Kaçtıkları adamla bir kaç ay bir gecekonduda yaşarlar. Para bitene kadar her şey tıkırında ilerler. Henüz 19-20 yaşlarında olan Kumru'nun kaçtığı adam akşamları eve arkadaş getirmiş, içki sofraları kurmuş ve gecenin sonunda Kumru ile getirdiği adamı baş başa bırakırmış. Kumru çok sonradan anlamış ki, kaçtığı adam onu satıyormuş. Daha sonra Kumru o adam tarafından genel eve satılmış.
Bir
Kırmızı Oda dizisi bu akşam yayınlanacak bölümüyle birlikte 22 bölümdür TV8 ekranlarında izleyicinin beğenisine sunuluyor. Kırmızı Oda, televizyon dizisi için kısa sayılabilecek bir sürede izleyicinin içine öyle bir işledi ki, Kırmızı Oda hayranları cuma günlerini adeta iple çeker oldu. Dizide bir kaç bölümde anlatılan hikayeler adeta izleyenlerin içini parçalıyor.
Kırmızı Oda hayranlarının içine işleyen hikayelerden biri de Kumru'nun hikayesi oldu. Köyden sevdiği adamla birlikte kaçan kumru kendini öyle bir hayatın içinde buldu ki, ne sevdiği adam ne de hayalini kurduğu sıcak yuvası gerçek oldu. Öyle bir hayatı oldu ki güvenip ailesini, köyünü, yuvasını terk ettiği adam, kumar borcu uğruna kendisini başka adamlara satar oldu.
Kırmızı Oda dizisi bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kaleme aldığı kitaplardan uyarlanan bir senaryoya sahip. Yani dizide izlediğimiz tüm karakterler gerçek hayatta yaşanmış hikayelerden esinlenilerek oluşturulmuş. Dolayısıyla hepimizin yüreğini dağlayan Kumru karakterinin de gerçek hayatta bir karşılığı var.
Kırmızı Oda Kumru Gerçek Hayatta Kim?
Kırmızı Oda dizisinin karakterleri bilindiği gibi Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun kaleme aldığı Madalyonun İçi isimli kitaptan esinlenilerek yazılıyor. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'da bu kitapları gerçek hayatta yaşanmış hikayelerden kaleme almış. Dolayısıyla dizideki tüm karakterlerde olduğu gibi Kumru'nun da gerçek hayatta bir karşılığı var.
Kumru'nun hikayesi Madalyonun İçi kitabından doğrudan alınma değil. İsim ve hikayenin bir kısmı farklı olsa da, bazı farklılıklar göze çarpıyor. Kumru'nun hikayesi de tıpkı Boncuk'un hikayesi gibi kısa bir hikaye. Kitabın, "Kader Mahkumları" bölümünde yer verilen Kumru'nun gerçek adı hayal.
Kumru Gerçek Hikayesi Ne?
Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu, Madalyonun İçi kitabında içeri yeni giren danışanı, yani Kumru'yu şöyle betimliyor; "Ufak tefek, sarı benizli, saçları omuzlarına dökülmüş, kumral genç bir hanım. Yüzüne bakınca kirli pasaklı bir izlenim veriyor insana. Boyası eskimiş dağınık saçları, sanki hiç taranmamış gibi ve yüzünü gözünü kapatmış."
Kumru, doktor hanıma eski bir hayat kadını olan bir danışanının referansıyla geliyor. Elinde tuttuğu buruşuk kağıtta doktor hanımın adresi, ismi ve kendisine referans veren eski hayat kadını danışanının ismi yazıyor. Ürkek, çekingen ve biraz da asabi davranan Kumru, bu eski hayat kadını danışanın şu an iyi olduğunu ve Ankara'da açtığı bir evde kaldığını ve kendisinin de onun yanında çalıştığını söylüyor.
Kumru ilk seansta doktor hanıma bir ilaç kutusu gösteriyor. Daha önce İskenderun'da bir psikiyatriste gittiğini ve bu ilaçları kendisine onun verdiğini söylüyor. Bu ilaçlar olmadan içindeki sıkıntıyı atamadığını, bu ilaçlardan günde 3-4 tane içtiğini söylüyor. Kumru, İlaçları bittiği için buraya geldiğini ve ilaç yazdırmak için geldiğini söylüyor.
Ancak doktor hanım bunu kabul etmiyor ve böyle olmaz anlat bakalım diyor. Kumru'nun hikayesi de böyle başlıyor. Kumru, "Doktor hanım nerden başlasam bilmem ki." diyerek lafa giriyor ve başlıyor anlatmaya. "Aslında ben çok iyi bir ailenin kızıyım. Babam hakim, annem öğretmen. İki kız kardeşiz ben büyüğüm. Babam huysuz bir adamdır. Özellikle içkiliyken kızarsa çok döverdi bizi." Yani gerçek hayatta Kumru, dizideki gibi köyde yetim büyümüş bir kız değil.
Gerçek hayatta Kumru'nun annesi okumuş, öğretmen, ekonomik özgürlüğünü eline almış, kendi parasını kazanmış biri olmasına rağmen, babasından çekinen hakkını savunamayan bir karakter. Kumru annesini örnek almış ancak, kötü örnek olarak örnek almış. Annesi gibi silik bir karakter olmayacak, kendini ezdirmeyecektir. Laf olsun diye okula giden, dersleri ve ders çalışmayı sevmeyen bir çocukluk geçirmiştir. Hakim bir baba ve öğretmen bir annenin çocuklarından beklenenin aksine, tembel ve dersleri kötü olan bir çocukmuş ve bir kaç kere de sınıfta kalmıştır.
Birine aşık olan Kumru, annesine babasına karşı gelmiş, babasının dayaklarına, annesinin ağlamalarına karşın aşık olduğu kişiyle bir şekilde evlenmiştir. Tam anne baba baskısından kurtuldum derken, gittiği evde de aradığını bulamaz. Kocası işsiz güçsüz serseri bir karakterdir. 6 ay sonra oradan da kaçan Kumru eve geri döner ve anne babasından özür diler.
Babası hakim olmasından kaynaklı boşanma işlemlerini hemen halleder. Ancak bu kez de dul hayatı başlar. Babası sen dulsun diyerek her şeyi yasaklar. Kumru yeniden aşık olur, ancak bu kez ailesine söylemez. Kumru yine ipsiz sapsız birine aşık olmuştur. İşi gücü olmayan, tahsilsiz o adam Kumru'ya kaçmayı teklif eder. Kumru bu teklifi düşünmeden kabul eder. Evdeki baskıcı dul hayatı artık dayanılmaz hal almıştır. Kaçtıkları adamla bir kaç ay bir gecekonduda yaşarlar. Para bitene kadar her şey tıkırında ilerler. Henüz 19-20 yaşlarında olan Kumru'nun kaçtığı adam akşamları eve arkadaş getirmiş, içki sofraları kurmuş ve gecenin sonunda Kumru ile getirdiği adamı baş başa bırakırmış. Kumru çok sonradan anlamış ki, kaçtığı adam onu satıyormuş. Daha sonra Kumru o adam tarafından genel eve satılmış.
Bir