TRT ekranlarında dün akşam ilk bölümüyle ekrana gelen Mavera dizisiyle birlikte izleyiciler tarafından Mavera ne demek? Mavera anlamı ne gibi araştırmalar yapmaya başladı. Mavera dizisinin ana konusu olan Hace Ahmet Yesevi kimdir ve hayat hikayesi hakkında tüm detayların yer aldığı haberimizde Mavera ne anlama geldiği konusunu detaylı olarak okuyucularımız için haberleştirdik.
TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başlayan ve Ramazan ayı boyunca yayınlanacak olan Mavera dizisi ile birlikte yeniden gündem olan ve anlamı oldukça merak edilen Mavera kelimesi, Arapça'dan dilimize girmiştir. Genellikle tasavvuf edebiyatında karşımıza çıkan Mavera kelimesi, kelime anlamı olarak, "Bir şeyin ötesinde, arkasında, gerisinde bulunan yer, zaman" anlamlarına gelmektedir. Ancak genellikle tasavvuf edebiyatında "öteki alem" manasında kullanılır.
Ahmed Yesevî günümüzdeki Kazakistan’ın Çimkent şehri civarında bulunan Sayram kasabasında dünyaya gözlerini açmıştır, dinî tasavvufî alanında aldığı öğretilerin ardından, aynı yerdeki Yesi (günümüzdeki ismiyle Türkistan) şehrine göç etmiştir, seneler boyunca bölgede yaşayan insanları maneviyat yoluna çağırdıktan sonra, burada hayata gözlerini yummuştur. Babası İbrahim Ata, Sayram ve çevresinde oldukça meşhur, binlerce öğrenci yetiştirmiş bir hocaydı. Anne ve babası henüz çocuk yaşlardayken vefat eden Ahmed Yesevî, bir süre Otırar’daki Arslan Bab adlı üstadın yanında dinî-tasavvufî öğretiler aldı. Hocasının da ebedi aleme göçmesiyle birlikte çeşitli şehirlerde, farklı hocaların himayesinde derslere devam etti.

O dönemin en önemli tasavvuf ve din eğitimi merkezlerinden biri olan Buhara’ya giden Ahmed Yesevî burada Yûsuf Hemedânî’den öğretiler aldı. Bazı kaynaklarda Yesevî’nin Şihâbeddin Sühreverdî (ö. 632/1234) veya Ebu’n-Necîb Sühreverdî (ö. 563/1168-69)'den de öğretiler alıp, onların icazetine eriştiği yazılmıştır. Akrabaları arasında başka şeyhler de olan ve babasının Yesi’deki halifesi Musa Hoca ile yakınlığı bulunan Ahmed Yesevî’nin bu akraba çevresinden de iyi bir eğitim almış olması muhtemeldir.
Bazı kaynaklarda yazılanlara göre Ahmed Yesevî 63 yaşına ulaştığında dergâhında yerin altına inşa ettiği kapalı bir oda biçiminde çilehane/halvethâne inşa ettirdi. Hayatının geri kalanının büyük bir kısmını artık burada Allah'a ibadet ederek geçirdi.
Ahmed Yesevî, İbrahim adını verdiği bir erkek evlat sahibi olmuş ancak oğlu henüz kendisi dahi hayattayken ebedi aleme göçmüştür. Yesevî’nin soyunu Gevher ismini verdiği kız evladı devam ettirmiştir. Türkistan, Mâverâünnehir ve Orta Asya’da da Anadolu’da da Ahmed Yesevî’nin neslinden olduklarını söyleyen bir çok insan vardır. Semerkantlı Şeyh Zekeriyyâ, Üsküplü Şâir Atâ ve Evliya Çelebi bu isimlerden birkaçıdır.
Tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Hace Ahmet Yesevi ardında bir çok eser bırakmıştır. Bu eserler;

Hoca Ahmed Yesevî, M.S1166 senesinde ebedi aleme göç ettiğinde, içinde çilehanesinin de olduğu dergâhın yüz metre kadar yakınına bulunan basit kabre defnedilmiştir. Ahmet Yesevi'nin kabri ve dergahı, çevredeki Müslüman alemi tarafından kısa zamanda bir ziyaret mekanı haline gelmiştir. 13. yüzyılın başlarında yaşanan Moğol seferleri, bölgedeki yapıları ve insanları tahribata uğratmıştır. 14. yüzyılın sonlarında Altınorda devletini hezimete uğretıp bu bölgeyi himayesi altına alan Emir Timur, Moğol hanının kızı Tükel Hanım’ı kendine eş olarak kabuk ederek gelin alayını almak üzere yola koyulmuş, yolda Yesi şehrine de gidip Hoca Ahmed Yesevî’nin mezarına da uğramıştır. Bu Yesi gezisi sırasında Timur’un düşünde Ahmed Yesevî’yi gördüğü, kendisine zafer kazanacağını söyleyen Yesevî’nin küçük mezarının yerine, teşekkürlerini sunmak üzere büyük bir külliye yapılmasını emretmiştir.
Mavera ne demek?
TRT 1 ekranlarında yayınlanmaya başlayan ve Ramazan ayı boyunca yayınlanacak olan Mavera dizisi ile birlikte yeniden gündem olan ve anlamı oldukça merak edilen Mavera kelimesi, Arapça'dan dilimize girmiştir. Genellikle tasavvuf edebiyatında karşımıza çıkan Mavera kelimesi, kelime anlamı olarak, "Bir şeyin ötesinde, arkasında, gerisinde bulunan yer, zaman" anlamlarına gelmektedir. Ancak genellikle tasavvuf edebiyatında "öteki alem" manasında kullanılır.
Hace Ahmet Yesevi kimdir?
Ahmed Yesevî günümüzdeki Kazakistan’ın Çimkent şehri civarında bulunan Sayram kasabasında dünyaya gözlerini açmıştır, dinî tasavvufî alanında aldığı öğretilerin ardından, aynı yerdeki Yesi (günümüzdeki ismiyle Türkistan) şehrine göç etmiştir, seneler boyunca bölgede yaşayan insanları maneviyat yoluna çağırdıktan sonra, burada hayata gözlerini yummuştur. Babası İbrahim Ata, Sayram ve çevresinde oldukça meşhur, binlerce öğrenci yetiştirmiş bir hocaydı. Anne ve babası henüz çocuk yaşlardayken vefat eden Ahmed Yesevî, bir süre Otırar’daki Arslan Bab adlı üstadın yanında dinî-tasavvufî öğretiler aldı. Hocasının da ebedi aleme göçmesiyle birlikte çeşitli şehirlerde, farklı hocaların himayesinde derslere devam etti.

O dönemin en önemli tasavvuf ve din eğitimi merkezlerinden biri olan Buhara’ya giden Ahmed Yesevî burada Yûsuf Hemedânî’den öğretiler aldı. Bazı kaynaklarda Yesevî’nin Şihâbeddin Sühreverdî (ö. 632/1234) veya Ebu’n-Necîb Sühreverdî (ö. 563/1168-69)'den de öğretiler alıp, onların icazetine eriştiği yazılmıştır. Akrabaları arasında başka şeyhler de olan ve babasının Yesi’deki halifesi Musa Hoca ile yakınlığı bulunan Ahmed Yesevî’nin bu akraba çevresinden de iyi bir eğitim almış olması muhtemeldir.
Bazı kaynaklarda yazılanlara göre Ahmed Yesevî 63 yaşına ulaştığında dergâhında yerin altına inşa ettiği kapalı bir oda biçiminde çilehane/halvethâne inşa ettirdi. Hayatının geri kalanının büyük bir kısmını artık burada Allah'a ibadet ederek geçirdi.
Ahmed Yesevî, İbrahim adını verdiği bir erkek evlat sahibi olmuş ancak oğlu henüz kendisi dahi hayattayken ebedi aleme göçmüştür. Yesevî’nin soyunu Gevher ismini verdiği kız evladı devam ettirmiştir. Türkistan, Mâverâünnehir ve Orta Asya’da da Anadolu’da da Ahmed Yesevî’nin neslinden olduklarını söyleyen bir çok insan vardır. Semerkantlı Şeyh Zekeriyyâ, Üsküplü Şâir Atâ ve Evliya Çelebi bu isimlerden birkaçıdır.
Hace Ahmet Yesevi'nin Eserleri
Tasavvuf edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Hace Ahmet Yesevi ardında bir çok eser bırakmıştır. Bu eserler;
- Dîvân-ı Hikmet
- Fakr-nâme
- Risâle der Âdâb-ı Tarîkat
- Risâle der Makâmât-ı Erba‘în
Hace Ahmet Yesevi'nin Türbesi

Hoca Ahmed Yesevî, M.S1166 senesinde ebedi aleme göç ettiğinde, içinde çilehanesinin de olduğu dergâhın yüz metre kadar yakınına bulunan basit kabre defnedilmiştir. Ahmet Yesevi'nin kabri ve dergahı, çevredeki Müslüman alemi tarafından kısa zamanda bir ziyaret mekanı haline gelmiştir. 13. yüzyılın başlarında yaşanan Moğol seferleri, bölgedeki yapıları ve insanları tahribata uğratmıştır. 14. yüzyılın sonlarında Altınorda devletini hezimete uğretıp bu bölgeyi himayesi altına alan Emir Timur, Moğol hanının kızı Tükel Hanım’ı kendine eş olarak kabuk ederek gelin alayını almak üzere yola koyulmuş, yolda Yesi şehrine de gidip Hoca Ahmed Yesevî’nin mezarına da uğramıştır. Bu Yesi gezisi sırasında Timur’un düşünde Ahmed Yesevî’yi gördüğü, kendisine zafer kazanacağını söyleyen Yesevî’nin küçük mezarının yerine, teşekkürlerini sunmak üzere büyük bir külliye yapılmasını emretmiştir.