TV8 ekranlarında yayınlanan ve cuma günlerinin reyting rekorları kıran dizisi Kırmızı Oda'da mutlu sonlar da yaşanıyor. Kırmızı Oda Selvi Neden Yok? Dizide gündeme gelen karakterlerin hikayeleri yürek burkarken, doktor hanımla olan tedavilerinin ardından sorunlarından kurtulan bazı karakterler de yüzleri güldürüyor. Kırmızı Oda dizisinin en çok ilgi gören Karakterlerinden biri de Selvi oldu. Peki Kırmızı Oda Selvi Hikayesi Nasıl Bitti?
TV8 ekranlarında yayınlanan ve her cuma reytinglerde en çok izlenen program olmayı başaran Kırmızı Oda dizisi, izleyenleri ekranları başına bağlıyor. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun gerçek yaşanmış hikayelerden esinlenerek kaleme aldığı Madalyonun İçi isimli kitaptan uyarlanan Kırmızı Oda dizisi, özellikle karakterlerin başından geçen olaylarla yürek burkuyor.

Kırmızı Oda dizisinin hikayesiyle izleyenleri en çok etkileyen karakterlerinden biri de Selvi oldu. Çocuk yaşta, babasından bile büyük bir adamla evlendirilen ve yıllar boyunca evden adım atmasına izin verilmeyen Selvi, eşi öldükten sonra da dışarı hiç çıkamamış.
Kırmızı Oda Selvi'nin hikayesi nasıl bitti. Kırmızı Oda dizisinin tüm karakterleri yürek burkan hikayeleriyle izleyenlerin içine işliyor. Bir çocuk gelin olan Selvi de izleyenler tarafından çok beğenildi. Selvi, babası tarafından çocuk yaşta başlık parası karşılığında evlendiriliyor. Selvi, babasından da büyük yaşta olan Rıza ile evlendirildiğinde ilk kez İstanbul'a geliyor. Oldukça varlıklı bir insan olan Rıza'nın neredeyse Selvi ile yaşıt iki kızı var.

Selvi, aslında baba evinde de babasından zulüm görüyordu. Ancak annesi ve kardeşleriyle mutlu bir hayat yaşamaktaydı. Babasının para karşılığı evlendirdiği Selvi, köyünden İstanbul'a geldiğinde kocası Rıza'nın evinde çok da hoş karşılanmadı. Rıza'nın ablası ve kızları Selvi'yi istemedi.
Selvi baba evinde gördüğü zulümden belki kurtulurum umuduyla gittiği kocasının evinde çok daha büyük bir zulüm gördü. Dayak yiyen, hor görülen ve insan yerine konmayan Selvi, çocukluk yaşaması gereken yaşlarda evlenip yerleştiği evde hizmeti muamelesi gördü. Öyle ki kocası Rıza, onun kapı dışarı çıkmasına dahi izin vermedi. Komşularını evinde ağırladığında ise onu dövdü. Camdan dışarı bile bakamayan Selvi adeta bir hapis hayatı yaşadı.

Hayatı 35 yıl boyunca dört duvar arasında geçen Selvi, bu sırada 2 erkek çocuk sahibi oldu. Tüm bu yaşadıkları yetmezmiş gibi, Selvi bir de evlat acısı yaşadı. Selvi, yıllardır kapı dışarı adım atmadığından oğlunun cenazesine bile katılamadı.
Selvi yaşadığı evden hiç çıkmadığı için, bu durum artık onun için psikolojik bir sorun haline geldi. Kocası ölen Selvi artık rahat bir nefes alacağım derken, bu psikolojik sorunla boğuşmak zorunda kaldı. Bir türlü bu sorunu atlatamayan Selvi'nin oğlu Mert, doktor hanımla konuşması için ortam hazırladı. Selvi dışarı çıkamadığından doktor hanımla online görüşme yöntemiyle görüşmeye başladı. Başından geçen her şeyi doktor hanıma anlatan Selvi, içinde büyüttüğü tüm bu sorunları doktor hanımla paylaştığında bile bir miktar hafiflediğini hissetti.

Doktor hanım Selvi ile görüşüp sorununu anladıktan sonra onunla bazı egzersizler yapmaya başladı. Selvi ilk önce dışarı çıkmayı hayal etti. Hayallerinde bile kapıyı açmaktan korkan Selvi, zamanla sokağa çıktığını ve gezdiğini hayal edebilir hale geldi. Doktor hanımla yaptıkları seanslar sonunda Selvi artık sokağa çıkabilir hale geldi. Hatta doktor hanımla olan görüşmelerini yüz yüze yapmak üzere Kırmızı Oda'ya bile gitti.
Kırmızı Oda dizisinin en dramatik karakterlerinden biri olan Selvi, doktor hanımla gerçekleştirdiği görüşmeler sonucunda sokağa çıkma korkusunu yendi. Evlat acısı yaşayan ancak sokağa çıkmaktan korktuğu için cenazesine bile gidemeyen Selvi, ilk olarak oğlu Yiğit'in mezarına gitti. Oğullarının okullarına hiç gidemeyen, hiç deniz havası alamayan, yeni doğan torununu bile göremeyen Selvi, teker teker bunların hepsini gerçekleştirdi.

Selvi yıllarca zulüm gördüğü, varlık içinde yokluk yaşatan eşinin variyetinden bu güne kadar hiç yararlanamamıştı. Kocasının ölmesinin ardından da sokağa çıkamadığı için yine 4 duvar arasında çok zengin olmanın hiç bir faydasını görmedi. Selvi artık sokağa çıkabiliyor. Topluma karışıp normal insanlar gibi dolaşabiliyor. Bunca yıl zenginliğin hiç bir faydasını görmeyen Selvi, kendini artık iyiliğe, hayır işlerine adadı. Kendisi bir vakıf kurmayı düşünen Selvi kendini artık zulüm gören insanlara yardıma adadı.
TV8 ekranlarında yayınlanan ve her cuma reytinglerde en çok izlenen program olmayı başaran Kırmızı Oda dizisi, izleyenleri ekranları başına bağlıyor. Dr. Gülseren Buğdaycıoğlu'nun gerçek yaşanmış hikayelerden esinlenerek kaleme aldığı Madalyonun İçi isimli kitaptan uyarlanan Kırmızı Oda dizisi, özellikle karakterlerin başından geçen olaylarla yürek burkuyor.

Kırmızı Oda dizisinin hikayesiyle izleyenleri en çok etkileyen karakterlerinden biri de Selvi oldu. Çocuk yaşta, babasından bile büyük bir adamla evlendirilen ve yıllar boyunca evden adım atmasına izin verilmeyen Selvi, eşi öldükten sonra da dışarı hiç çıkamamış.
Kırmızı Oda Selvi Hikayesi Nasıl Bitti?
Kırmızı Oda Selvi'nin hikayesi nasıl bitti. Kırmızı Oda dizisinin tüm karakterleri yürek burkan hikayeleriyle izleyenlerin içine işliyor. Bir çocuk gelin olan Selvi de izleyenler tarafından çok beğenildi. Selvi, babası tarafından çocuk yaşta başlık parası karşılığında evlendiriliyor. Selvi, babasından da büyük yaşta olan Rıza ile evlendirildiğinde ilk kez İstanbul'a geliyor. Oldukça varlıklı bir insan olan Rıza'nın neredeyse Selvi ile yaşıt iki kızı var.

Selvi, aslında baba evinde de babasından zulüm görüyordu. Ancak annesi ve kardeşleriyle mutlu bir hayat yaşamaktaydı. Babasının para karşılığı evlendirdiği Selvi, köyünden İstanbul'a geldiğinde kocası Rıza'nın evinde çok da hoş karşılanmadı. Rıza'nın ablası ve kızları Selvi'yi istemedi.
Selvi baba evinde gördüğü zulümden belki kurtulurum umuduyla gittiği kocasının evinde çok daha büyük bir zulüm gördü. Dayak yiyen, hor görülen ve insan yerine konmayan Selvi, çocukluk yaşaması gereken yaşlarda evlenip yerleştiği evde hizmeti muamelesi gördü. Öyle ki kocası Rıza, onun kapı dışarı çıkmasına dahi izin vermedi. Komşularını evinde ağırladığında ise onu dövdü. Camdan dışarı bile bakamayan Selvi adeta bir hapis hayatı yaşadı.

Hayatı 35 yıl boyunca dört duvar arasında geçen Selvi, bu sırada 2 erkek çocuk sahibi oldu. Tüm bu yaşadıkları yetmezmiş gibi, Selvi bir de evlat acısı yaşadı. Selvi, yıllardır kapı dışarı adım atmadığından oğlunun cenazesine bile katılamadı.
Selvi yaşadığı evden hiç çıkmadığı için, bu durum artık onun için psikolojik bir sorun haline geldi. Kocası ölen Selvi artık rahat bir nefes alacağım derken, bu psikolojik sorunla boğuşmak zorunda kaldı. Bir türlü bu sorunu atlatamayan Selvi'nin oğlu Mert, doktor hanımla konuşması için ortam hazırladı. Selvi dışarı çıkamadığından doktor hanımla online görüşme yöntemiyle görüşmeye başladı. Başından geçen her şeyi doktor hanıma anlatan Selvi, içinde büyüttüğü tüm bu sorunları doktor hanımla paylaştığında bile bir miktar hafiflediğini hissetti.

Doktor hanım Selvi ile görüşüp sorununu anladıktan sonra onunla bazı egzersizler yapmaya başladı. Selvi ilk önce dışarı çıkmayı hayal etti. Hayallerinde bile kapıyı açmaktan korkan Selvi, zamanla sokağa çıktığını ve gezdiğini hayal edebilir hale geldi. Doktor hanımla yaptıkları seanslar sonunda Selvi artık sokağa çıkabilir hale geldi. Hatta doktor hanımla olan görüşmelerini yüz yüze yapmak üzere Kırmızı Oda'ya bile gitti.
Kırmızı Oda Selvi Neden Yok?
Kırmızı Oda dizisinin en dramatik karakterlerinden biri olan Selvi, doktor hanımla gerçekleştirdiği görüşmeler sonucunda sokağa çıkma korkusunu yendi. Evlat acısı yaşayan ancak sokağa çıkmaktan korktuğu için cenazesine bile gidemeyen Selvi, ilk olarak oğlu Yiğit'in mezarına gitti. Oğullarının okullarına hiç gidemeyen, hiç deniz havası alamayan, yeni doğan torununu bile göremeyen Selvi, teker teker bunların hepsini gerçekleştirdi.

Selvi yıllarca zulüm gördüğü, varlık içinde yokluk yaşatan eşinin variyetinden bu güne kadar hiç yararlanamamıştı. Kocasının ölmesinin ardından da sokağa çıkamadığı için yine 4 duvar arasında çok zengin olmanın hiç bir faydasını görmedi. Selvi artık sokağa çıkabiliyor. Topluma karışıp normal insanlar gibi dolaşabiliyor. Bunca yıl zenginliğin hiç bir faydasını görmeyen Selvi, kendini artık iyiliğe, hayır işlerine adadı. Kendisi bir vakıf kurmayı düşünen Selvi kendini artık zulüm gören insanlara yardıma adadı.