Berat Gecesi Duaları Nedir? Berat Kandili yapılacak ibadetler Diyanet Ramazan ayının müjdecisi Berat Kandili, özellikle hadis-i şeriflerle önemli olan bir gecedir. Borçtan kurtulmak, arınmak, arınmak anlamına gelen Berat Kandili, dualarda ve dualarda müminler tarafından değerlendirilir. Peki mumda okunacak dualar nelerdir? Berat Kandil'de yapılacak dualar nelerdir?
Berat Gecesi, inanç ve ibadet yaşamımız açısından manevi duygularımız için büyük bir fırsattır. Berat kandilinin çıktığı gecede namazın reddedilmeyeceğine inanılıyor.
1) Bir Sene Boyunca Hayırlı Kaderler Yazılması, Ömrün Uzayıp O Sene Ölümden Korunulması, Rızka Bereket Hâsıl Olup İnsanlara Muhtâc Olunmaması İçin Berâat Gecesi Kılınacak Altı Rekât Namaz ve Peşine Okunacaklar
İmâm-ı Zebîdî ve Şeyh Ahmed Deyrabî gibi birçok âlim ve fâzıl meşâyih (Rahimehümullâh) hazarâtı bu gecenin ihyâsı hakkında şu beyanlarda bulunmuşlardır:
Allâh dostları içerisinde halefin seleften tevârus (verâset yoluyla nakl)ettiğine göre, her kim Berâat Gecesi şu sayılanları yaparsa, o gece yaptığı bütün istekler kendisine verilerek murâdı hâsıl olur:
a) Akşam namazından sonra her rekâtta bir Fâtiha ve altı İhlas Sûresi okuyarak altı rekât kılar.
b) Her iki rekâtın selâmından sonra birer Yâsîn-i Şerîf okur.
Birincisinde belâsız şekilde ömrüne berekete niyet eder.
İkincisinde rızkına berekete niyet eder.
Üçüncüsünde ise hüsn-ü hâtime (îmânla biten güzel bir gün sona erişme)ye niyet eder.
c) En sonunda “Berâat Gecesi duâsı” diye meşhur olan şu duâyı 10 kere okur. (ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn, 3/427; Ahmed ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:13)
Şunu da belirtelim ki bu duâ tümü îtibârıyla hadîs-i şerîf olarak rivâyet edilmeyip, meşâyihın birçoğundan nakledilmişse de, içinde geçen lafızların bir kısmı âyet-i kerîme, ekserîsi de Ömer ibni’l-Hattâb ve Abdullâh ibni Mes’ûd (Radıyallâhu Anhümâ) gibi yüce sahâbîlerden rivâyet edilmiştir.
Abdullâh ibni Mes’ûd (Radıyallâhu Anh) bu duâda geçen o kısım hakkında şöyle bir beyanda bulunmuştur: “Herhangi bir kul bu duâları yaparsa, mutlakâ geçimine genişlik verilir.” (İbnü Ebî Şeybe, el-Musannef, rakam:29521, 6/69; ‘Abd ibnü Humeyd, İbnü Cerîr, Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, 8/244)
Üç Yasîn'den Sonra On Kere Okunacak Duâ:
“Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla (duâya başlıyorum). Bütün hamdler âlemlerin Rabbi olan Allâh-u Te’âlâ’ya mahsustur. Allâh-u Te’âlâ Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti’ne ve sahâbesine salât-ü selâm eylesin.
Ey Allâh! Sana başvurma yolunu bana cömertliğin gösterdi. Senin huzuruna beni iyiliğin ulaştırdı. Senin nezdine beni keremin yaklaştırdı. Sana gizli kalmayan sıkıntılarımı ancak Sana şikâyet ediyor ve Senden, Sana zor gelmeyecek şeyler istiyorum.
Zâten Senin, benim durumumu bilmen, istememe de hâcet bırakmıyor. Ey sıkıntılıların derdini açan Zat! İçinde bulunduğum sıkıntıları benden gider. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten de ben zâlimlerden oldum.
‘Biz onun duâsını kabûl ettik ve kendisini gamdan kederden kurtardık. İşte müminleri de böyle kurtarırız.’ (el-Enbiyâ Sûresi:88) (şeklinde Yûnus (Aleyhisselâm)a bahşettiğin müjdeye beni de nâil et).
Ey herkese iyilik eden, Kendisine ise iyilik edilemeyen Allâh! Ey celâl ve ikrâm sâhibi! Ey lütuf ve in’âm sâhibi!
Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Sen ki sığınanların desteği, emân dileyenlerin koruyucusu ve korkanların sığınağısın!
Ey Allâh! Eğer beni nezdinde bulunan (Levh-i Mahfuz’dan ibâret) Ümmü’l-Kitâb’da, (kâfir ölecek) bir bedbaht yâhut mahrum veya kovulmuş ya da rızkı dar bir kimse olarak yazdıysan, fazl-u kereminle bu şekâvetimi, mahrûmiyetimi, reddedilişimi ve rızkımın darlığını sil.
Beni Ümmü’l-Kitâb’da (îmânla ölecek) bir bahtiyar, rızkı bol ve hayırlara muvaffak bir kişi olarak kayda geçir. Çünkü Sen buyruğu hak olan bir Zat olarak, gönderdiğin peygamberinin lisânına indirdiğin kitâbında:
‘Allâh dilediğini siler, dilediğini sâbit bırakır. Ümmü’l-Kitâb (değişmeyen ezelî ilim) ise sâdece O’nun katındadır.’ (er-Ra‘d Sûresi:39) buyurdun.
İlâhî! Kıymetli Şa’bân ayının her hikmetli işin kendisinde ayrılıp kesin karara bağlandığı on beşinci gecesindeki en büyük tecellî hürmetine Senden dileğimiz, bildiğimiz ve bilmediğimiz, en iyi senin bildiğin tüm belâları bizden açıp gidermendir. Şüphesiz ki en ulu ve en iyi olan ancak Sensin.
Allâh-u Te’âlâ, Nebiyy-i Ümmî olan Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti'ne ve sahâbesine çokça salât ve bolca selâm eylesin. Âmîn!” (ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’lmüttakîn, 3/427; Ahmed ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:13)
Siz değerli okuyucularımızın bir dahaki seneye kadar hayırlı uzun ömür ile yaşamanıza ve bütün sıkıntılardan, hastalıklardan ve şerli yazılardan korunmanıza çok önem veren bizler, bir gece uyuyup da bir sene boyu ağlamamanız için, bu namazı kılmanızı, duâsını ve sûresini mutlakâ okumanızı tavsiye ediyoruz.
2) Ayrıca Berâat Gecesi’nde şu duânın tekrar tekrar okunması faziletli görülmüştür:
“Ey Allâh! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takvâ sâhibi biri olarak kayda geçir. Sen bana enbiyânın âyetini (onlara îmânın kazandıracağı nurları ve güzel alâmetleri)nasîb et.
Bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyâmet günü beni peygamberler Aleyhimüsselam zümresinde haşret, kötülerin derekesin(e düşmek)den beni muhâfaza et. Şüphesiz duâları hakkıyla işiten ancak Sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duâmı kabûl et). Âmîn!”
3) 2. maddede bu duâyı Berâat Gecesi 300 kere okuyanın her istediğini Allâh-u Te’âlâ’nın yerine getireceği nakledilmiştir. (Veliyüddîn er-Rahâvî el-Mahmûdî, Fezâilü'l-eyyâm, Süleymâniye Ktp., Reşid Efendi, rakam:156, verak:97a)
4) Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Berâat Gecesi iki gözünüzün birine üç defâ, diğerine ise iki defâ sürme çekin ki Allâh-u Te’âlâ sizi göz rahatsızlığından korusun.” (Ebû ‘Abdillâh el-Hubeyşî, Kitâbu’l-Berake fî fazli’s-sa’yi ve’l-hareke, no:532, sh:193)
5) Rivâyet olunduğuna göre; zâlim ya da âşikâre günah işleyen birisi olmadıkça Berâat Gecesi Allâh-u Te'âlâ'dan bir şey isteyenin mutlakâ murâdı gerçekleşir. 'Abdülazîz ed-Dirînî, Tahâratü'l-kulûb, sh:136
6) Ali el-Kârî (Rahimehullâh)ın beyânına göre; Berâat Gecesi Zemzem-i Şerîf belirgin bir şekilde artış gösterdiğinden, bu gece çokça Zemzem içmek uygun görülmüştür. (‘Ali el-Kârî, et-Tibyân fi beyâni mâ fî leyleti’n-nifsi min Şa’ban ve Leyleti’l-Kadri min Ramazân, Mecmû’u resâili’l-Mollâ ‘Alî el-Kârî, 3/41)
7) Ali el-Kârî (Rahimehullâh)ın beyanına göre bu gece okunması müstehap olan sûrelerin en önemlisi Duhân Sûresi’dir. Zîrâ bu sûre-i celîle Berâat Gecesi’nin fazîletlerinden bahsetmektedir ve bu sûrenin okunmasının bir çok fâziletleri vardır. (‘Ali el-Kârî, et-Tibyân fi beyâni mâ fî leyleti’n-nifsi min Şa’ban ve Leyleti’l-Kadri min Ramazân, Mecmû’u resâili’l-Mollâ ‘Alî el-Kârî, 3/52)
8) Günahları Bağışlatacak, Kötü Kaderi Dahî Değiştirecek, Cennette Köşkler Bina Ettirecek ve Şehit Sevabı ile Ölmeye Vesîle Olacak Berâet Gecesi Namazı
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Ali ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh)a şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Her kim Şa’bân’ın yarı (on beşinci) gecesinde yüz rekât kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve on İhlâs okursa, (şunu bil ki) ey Ali! Hangi bir kul bu namazları kılarsa Allâh-u Te’âlâ onun için o gece istediği her hâceti yerine getirir.”
Bunun üzerine: “Yâ Rasûlellâh! Eğer Allâh-u Te’âlâ onu şakî (îmânsız ölecek bir bedbaht olarak) yazdıysa, sa’îd (îmânlı ölecek bahtiyar) kuluna çevirir mi?” diye sorulunca buyurdu ki: “Ey Ali! Beni hakla gönderen Allâh-u Te’âlâ’ya yemin ederim ki; Levh-i Mahfuz’da: ‘Felan oğlu felan şakî olarak yaratıldı ama Allâh-u Te’âlâ bu hükmü sildi ve onu sa’îde döndürdü.’ diye yazılmıştır.
(Demek ki ezelî ilimde onun tevbe edeceği bilindiğinden, muallak /askıdaki/ kâzâda yazılan şekâvet silinip, mübrem /değişmeyecek, kesin/ karardaki saâdet hükmü yerini bulur.)
Allâh-u Te’âlâ bu (namazı kılan) kuluna yetmiş bin melek gönderir ki bir dahaki sene başına kadar onun sevaplarını yazarlar, günahlarını silerler ve derecelerini yükseltirler.
Allâh-u Te’âlâ Adn cennetlerine yedi yüz yetmiş bin melek gönderir de onun için şehirler ve köşkler binâ ederler, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı nîmetler hazırlarlar ve ağaçlar dikerler. Bu cennetlerin bir benzeri, kullardan hiçbirinin kalbinden bile geçemez ki, her bir cennette size târifte bulunduğum şehirler, köşkler ve ağaçlar doludur.
Eğer bu kişi bir dahaki seneye kadar ölürse şehit olarak ölür. Allâh-u Te’âlâ ona o gece okuduğu İhlâs Sûresi’nin her bir harfine mukâbil yetmiş bin hûri verir ki, her bir hûrinin bir erkek, bir de dişi hizmetçisi bulunur.
Ayrıca ona yetmiş bin ğılman, yetmiş bin vildan (genç köleler, hizmetçiler), yetmiş bin kethüdâ (ciddî iş tâkipçisi) ve yetmiş bin kapıcı verir. O gece İhlâs Sûresi okuyan herkese yetmiş şehit sevâbı yazılır.
(Daha önce kıldığı ve daha sonra kılacağı tüm namazlar kabûl edilir. Anne babası cehennemde bile olsalar, onlara duâ ederse, onlar da (sağlıklarında) Allâh-u Te’âlâ’ya hiçbir şeyi şirk koşmamışlarsa, Allâh-u Te’âlâ onları cehennemden çıkarır da, böylece onlar cennete girerler.)
Beni hak peygamber gönderen Allâh-u Te’âlâ’ya yemin ederim ki; bu kişi cennetteki makâmını, Allâh-u Te’âlâ’nın yarattığı şekliyle görmedikçe yahut ona gösterilmedikçe dünyâdan çıkmaz.
Beni hak Nebî gönderene kasem olsun ki; (bu kişi öldüğünde) Allâh-u Te’âlâ gece ve gündüzün yirmi dört saatinin her bir saatinde, ona yetmiş bin melek gönderir ki ona selâm verirler, onunla musâfaha ederler ve Sûr’a üfürülünceye kadar ona duâ ederler. Bu kişi kıyâmet günü en kıymetli ebrâr meleklerle haşrolur. Allâh-u Te’âlâ yazıcı meleklere: ‘Üzerinden sene geçinceye kadar bu kuluma hiçbir günah yazmayın ve onun için sevaplar yazın.’ diye emir buyurur.
(Her kim namazı ve âhiret yurdunu niyet ederek bu namazı kılarsa, Allâh-u Te’âlâ ona o gece Kendi katından büyük bir nasîb verir. Allâh-u Te’âlâ ona rüyâsında; otuzu kendisini cennetle müjdeleyen, otuzu ona cehennem azâbından eman veren, otuzu onu hatâ yapmasın diye koruyan, onu da -ondan dünyânın belâlarını uzaklaştıran ve- kendisine düşmanlık edenlere tuzak kuran -ve ondan şeytanın hîlelerini uzaklaştıran- yüz melek göndermedikçe o kişi dünyâdan çıkmaz.)”
(Ebu’l-Ferac ibnü’l-Cevzî, Kitâbü’n-Nûr fî fezâili’l-eyyâmi ve’ş-şuhûr, Süleymâniye Ktp., Nafiz Paşa, rakam:329, verak:82/b-83b; el-Gazâlî, İhyâü ‘ulûmi’d-dîn, 1/203; ‘Abdülkādir el-Geylânî, el-Ğunye, 1/348-349; Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtu’l-kulûb, 1/114; Ebû ‘Abdillâh el-Hubeyşî, Kitâbu’l-Berake fî fazli’s-sa’yi ve’l-hareke, rakam:526-531, sh:192, 193; 'Abdulazîz ed-Dirînî, Tahâratü'l-kulûb, sh:136; İsmâ‘il Hakkî el-Bursevî, Rûhu’l-beyân, 8/403; Muhammed Hakkî en-Nâzillî, Hazînetü’l-esrâr, sh:68; Parantez içi ekler ibnü Ebi’d-Dünyâ, Fezâliü şehri Ramazân, rakam:9, sh:40; ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn, 3/425 ve es-Süyûtî, el-Le’âlî, 2/58’den alınmıştır.)
Muhammed ibni Ali (Radıyallahu Anhümâ)dan, merfû’an (isnâdını Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ulaştırarak) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Her kim Ramazân’ın yarı gecesinde ve Şa’bân’ın yarıgecesinde yüz rekât kılar da, onlarda bin kere İhlâs Sûresi okursa, cennetle müjdelenmedikçe ölmez” (ibnü Ebi’d-Dünyâ, Fezâliü şehri Ramazân, rakam:9, sh:40)
Kişi dilerse on rekâtta 100 ihlâs’la da bu namazı kılabilir. Zebîdî (Rahimehullâh)ın beyânı veçhile; bu namazdan maksat İhlâs-ı Şerîf’in 1000 kere okunmasıdır ki bu şekilde edâ edilse de yeterli olur.
Zünnû-u Mısrî Hazretleri’nden rivâyet olunduğuna göre Berâat Gecesi her kim on iki rekât kılar da, Fâtiha’dan sonra 50 kere İhlâs Sûresi okusa yüz rekâtın sevâbını alır. (Muhammed ibnü Hatîriddîn, el-Cevâhiru’l-hams, sh:58/59)
Berâat Gecesi’nin diğer namazları, duâları ve zikirleri için “Şa’bân-ı Şerîf Risâlesi”nin 136-186. Sayfalarına, kitabın yeni baskısında ise 155-203. Sayfalarına mutlakâ bakınız.
“Allah’ım! Doğru söyleyen bir dil ve teslim olmuş bir kalp lütfetmeni istiyorum.” (Tirmizi, Daavat, 23)
“Ya Rabbi! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.” (İbn Mace, Dua, 5)
“Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve(başkalarına muhtaç olmayacak) zenginlik niyaz ediyorum.” (Müslim, Dua, 72)
“Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dininde sabit kıl.” (Tirmizi, Daavat, 124)
“Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.” (Nesai, İstiaze, 14)
“Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün hatalarımı bağışla.” (Buhari, Daavat, 60)
“Allah’ım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, ihtiyarlık düşkünlüğünden ve kabir azabından sana sığınırım. Allah’ım! Bana sana karşı gelmekten sakınma duygusu kazandır.Nefsimi günahlardan arındır, çünkü onu en iyi arındıracak olan Sensin.Nefsimin sahibi ve efendisi sensin.Allah’ım! Faydasız bilgiden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olmayacak duadan sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73; Nesai, İstiaze, 13, 65)
“Allah’ım! Senden senin sevgini ve beni sana yakın kılacak herkesi sevmeyi bana nasip etmeni niyaz ediyorum.” (Tirmizi, Daavat, 73)
“Allah’ım! Beni güzellikler işleyip müjdesine nail olanlardan, kötülük işlediklerinde de bağışlanma dileyenlerden eyle.” (İbn Mace, 57)
“Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi ateş(cehennem) azabından koru.” (Bakare, 2/201)
“Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlamızsın.Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakare,2/286)
“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır(kaydırma) ve şu kafir kavme karşı bize yardım et.” (Bakare, 2/250)
“Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme.Bize katından bir rahmet bahşet.Şüphesiz sen bağışı en çok olansın.” Al-i İmran, 3/8)
“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.” (A’raf, 7/126)
“Rabbim günlüme ferahlık ver.İşimi bana kolaylaştır.Dilimdeki tutukluluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” (Taha, 20/25-28)
“Rabbim ilmimi artır.” (Taha, 20/114)
“Rabbim beni tek başıma bırakma!” (Enbiya, 21/89)
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkan,25/74)
“Ey Rabbimiz! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimselerin arasına kat.” (Şuara, 26/83)
11-Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik.Dönüş de ancak sanadır.” (Mümtehine, 60/4)
“Ey Rabbim! Beni, bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeğe sevket ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat.” (Neml, 27/19)
“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla.Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bulundurma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (Haşr, 59/10)
-Nafile namazı kılmak
-Kuran okumak
-Tövbe etmek
-Dua etmek
-Salavat getirmek
-Sadaka vermek
-Hamd etmek
Berat kelimesi; kurtulmak, beri olmak, suçlu olmamak demektir. Berat ve beraet, beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir. Mü’minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup, ilâhî bağışa ermeleri umulduğu için, sözlük manasına uygun olarak “Berat Gecesi” denilmiştir.Bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin çok sevabi ve feyzi vardır.
Bu konuda Resul-u Ekrem şöyle buyurmuştur: ”Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (şaban ayının on dördüncü günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim’ buyurur.” (Ibn Mâce)
Ayrıca, Berat gecesi, Kuran-ı Kerimin Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildigi gecedir. Buna inzal denir. Kadir gecesinde ise Peygambere ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da tenzil denir.
Berat Gecesi, inanç ve ibadet yaşamımız açısından manevi duygularımız için büyük bir fırsattır. Berat kandilinin çıktığı gecede namazın reddedilmeyeceğine inanılıyor.
1) Bir Sene Boyunca Hayırlı Kaderler Yazılması, Ömrün Uzayıp O Sene Ölümden Korunulması, Rızka Bereket Hâsıl Olup İnsanlara Muhtâc Olunmaması İçin Berâat Gecesi Kılınacak Altı Rekât Namaz ve Peşine Okunacaklar
İmâm-ı Zebîdî ve Şeyh Ahmed Deyrabî gibi birçok âlim ve fâzıl meşâyih (Rahimehümullâh) hazarâtı bu gecenin ihyâsı hakkında şu beyanlarda bulunmuşlardır:
Allâh dostları içerisinde halefin seleften tevârus (verâset yoluyla nakl)ettiğine göre, her kim Berâat Gecesi şu sayılanları yaparsa, o gece yaptığı bütün istekler kendisine verilerek murâdı hâsıl olur:
a) Akşam namazından sonra her rekâtta bir Fâtiha ve altı İhlas Sûresi okuyarak altı rekât kılar.
b) Her iki rekâtın selâmından sonra birer Yâsîn-i Şerîf okur.
Birincisinde belâsız şekilde ömrüne berekete niyet eder.
İkincisinde rızkına berekete niyet eder.
Üçüncüsünde ise hüsn-ü hâtime (îmânla biten güzel bir gün sona erişme)ye niyet eder.
c) En sonunda “Berâat Gecesi duâsı” diye meşhur olan şu duâyı 10 kere okur. (ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn, 3/427; Ahmed ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:13)
Şunu da belirtelim ki bu duâ tümü îtibârıyla hadîs-i şerîf olarak rivâyet edilmeyip, meşâyihın birçoğundan nakledilmişse de, içinde geçen lafızların bir kısmı âyet-i kerîme, ekserîsi de Ömer ibni’l-Hattâb ve Abdullâh ibni Mes’ûd (Radıyallâhu Anhümâ) gibi yüce sahâbîlerden rivâyet edilmiştir.
Abdullâh ibni Mes’ûd (Radıyallâhu Anh) bu duâda geçen o kısım hakkında şöyle bir beyanda bulunmuştur: “Herhangi bir kul bu duâları yaparsa, mutlakâ geçimine genişlik verilir.” (İbnü Ebî Şeybe, el-Musannef, rakam:29521, 6/69; ‘Abd ibnü Humeyd, İbnü Cerîr, Âlûsî, Rûhu’l-me‘ânî, 8/244)
Üç Yasîn'den Sonra On Kere Okunacak Duâ:
“Rahmân ve Rahîm olan Allâh’ın adıyla (duâya başlıyorum). Bütün hamdler âlemlerin Rabbi olan Allâh-u Te’âlâ’ya mahsustur. Allâh-u Te’âlâ Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti’ne ve sahâbesine salât-ü selâm eylesin.
Ey Allâh! Sana başvurma yolunu bana cömertliğin gösterdi. Senin huzuruna beni iyiliğin ulaştırdı. Senin nezdine beni keremin yaklaştırdı. Sana gizli kalmayan sıkıntılarımı ancak Sana şikâyet ediyor ve Senden, Sana zor gelmeyecek şeyler istiyorum.
Zâten Senin, benim durumumu bilmen, istememe de hâcet bırakmıyor. Ey sıkıntılıların derdini açan Zat! İçinde bulunduğum sıkıntıları benden gider. Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten de ben zâlimlerden oldum.
‘Biz onun duâsını kabûl ettik ve kendisini gamdan kederden kurtardık. İşte müminleri de böyle kurtarırız.’ (el-Enbiyâ Sûresi:88) (şeklinde Yûnus (Aleyhisselâm)a bahşettiğin müjdeye beni de nâil et).
Ey herkese iyilik eden, Kendisine ise iyilik edilemeyen Allâh! Ey celâl ve ikrâm sâhibi! Ey lütuf ve in’âm sâhibi!
Senden başka hiçbir ilâh yoktur. Sen ki sığınanların desteği, emân dileyenlerin koruyucusu ve korkanların sığınağısın!
Ey Allâh! Eğer beni nezdinde bulunan (Levh-i Mahfuz’dan ibâret) Ümmü’l-Kitâb’da, (kâfir ölecek) bir bedbaht yâhut mahrum veya kovulmuş ya da rızkı dar bir kimse olarak yazdıysan, fazl-u kereminle bu şekâvetimi, mahrûmiyetimi, reddedilişimi ve rızkımın darlığını sil.
Beni Ümmü’l-Kitâb’da (îmânla ölecek) bir bahtiyar, rızkı bol ve hayırlara muvaffak bir kişi olarak kayda geçir. Çünkü Sen buyruğu hak olan bir Zat olarak, gönderdiğin peygamberinin lisânına indirdiğin kitâbında:
‘Allâh dilediğini siler, dilediğini sâbit bırakır. Ümmü’l-Kitâb (değişmeyen ezelî ilim) ise sâdece O’nun katındadır.’ (er-Ra‘d Sûresi:39) buyurdun.
İlâhî! Kıymetli Şa’bân ayının her hikmetli işin kendisinde ayrılıp kesin karara bağlandığı on beşinci gecesindeki en büyük tecellî hürmetine Senden dileğimiz, bildiğimiz ve bilmediğimiz, en iyi senin bildiğin tüm belâları bizden açıp gidermendir. Şüphesiz ki en ulu ve en iyi olan ancak Sensin.
Allâh-u Te’âlâ, Nebiyy-i Ümmî olan Efendimiz Muhammed’e, Ehl-i Beyti'ne ve sahâbesine çokça salât ve bolca selâm eylesin. Âmîn!” (ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’lmüttakîn, 3/427; Ahmed ed-Deyrabî, el-Mücerrebât, sh:13)
Siz değerli okuyucularımızın bir dahaki seneye kadar hayırlı uzun ömür ile yaşamanıza ve bütün sıkıntılardan, hastalıklardan ve şerli yazılardan korunmanıza çok önem veren bizler, bir gece uyuyup da bir sene boyu ağlamamanız için, bu namazı kılmanızı, duâsını ve sûresini mutlakâ okumanızı tavsiye ediyoruz.
2) Ayrıca Berâat Gecesi’nde şu duânın tekrar tekrar okunması faziletli görülmüştür:
“Ey Allâh! Eğer beni bedbaht (sonu kötü) yazdıysan bahtiyar yaz, adımı kötülerin dosyasından sil ve beni takvâ sâhibi biri olarak kayda geçir. Sen bana enbiyânın âyetini (onlara îmânın kazandıracağı nurları ve güzel alâmetleri)nasîb et.
Bütün düşmanlarıma karşı bana yardım et, kıyâmet günü beni peygamberler Aleyhimüsselam zümresinde haşret, kötülerin derekesin(e düşmek)den beni muhâfaza et. Şüphesiz duâları hakkıyla işiten ancak Sensin. Ey acıyanların en merhametlisi! Rahmetinle (duâmı kabûl et). Âmîn!”
3) 2. maddede bu duâyı Berâat Gecesi 300 kere okuyanın her istediğini Allâh-u Te’âlâ’nın yerine getireceği nakledilmiştir. (Veliyüddîn er-Rahâvî el-Mahmûdî, Fezâilü'l-eyyâm, Süleymâniye Ktp., Reşid Efendi, rakam:156, verak:97a)
4) Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in şöyle buyurduğu rivâyet edilmiştir: “Berâat Gecesi iki gözünüzün birine üç defâ, diğerine ise iki defâ sürme çekin ki Allâh-u Te’âlâ sizi göz rahatsızlığından korusun.” (Ebû ‘Abdillâh el-Hubeyşî, Kitâbu’l-Berake fî fazli’s-sa’yi ve’l-hareke, no:532, sh:193)
5) Rivâyet olunduğuna göre; zâlim ya da âşikâre günah işleyen birisi olmadıkça Berâat Gecesi Allâh-u Te'âlâ'dan bir şey isteyenin mutlakâ murâdı gerçekleşir. 'Abdülazîz ed-Dirînî, Tahâratü'l-kulûb, sh:136
6) Ali el-Kârî (Rahimehullâh)ın beyânına göre; Berâat Gecesi Zemzem-i Şerîf belirgin bir şekilde artış gösterdiğinden, bu gece çokça Zemzem içmek uygun görülmüştür. (‘Ali el-Kârî, et-Tibyân fi beyâni mâ fî leyleti’n-nifsi min Şa’ban ve Leyleti’l-Kadri min Ramazân, Mecmû’u resâili’l-Mollâ ‘Alî el-Kârî, 3/41)
7) Ali el-Kârî (Rahimehullâh)ın beyanına göre bu gece okunması müstehap olan sûrelerin en önemlisi Duhân Sûresi’dir. Zîrâ bu sûre-i celîle Berâat Gecesi’nin fazîletlerinden bahsetmektedir ve bu sûrenin okunmasının bir çok fâziletleri vardır. (‘Ali el-Kârî, et-Tibyân fi beyâni mâ fî leyleti’n-nifsi min Şa’ban ve Leyleti’l-Kadri min Ramazân, Mecmû’u resâili’l-Mollâ ‘Alî el-Kârî, 3/52)
8) Günahları Bağışlatacak, Kötü Kaderi Dahî Değiştirecek, Cennette Köşkler Bina Ettirecek ve Şehit Sevabı ile Ölmeye Vesîle Olacak Berâet Gecesi Namazı
Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) Ali ibni Ebî Tâlib (Radıyallâhu Anh)a şöyle buyurmuştur: “Ey Ali! Her kim Şa’bân’ın yarı (on beşinci) gecesinde yüz rekât kılar, her rekâtta bir Fâtiha ve on İhlâs okursa, (şunu bil ki) ey Ali! Hangi bir kul bu namazları kılarsa Allâh-u Te’âlâ onun için o gece istediği her hâceti yerine getirir.”
Bunun üzerine: “Yâ Rasûlellâh! Eğer Allâh-u Te’âlâ onu şakî (îmânsız ölecek bir bedbaht olarak) yazdıysa, sa’îd (îmânlı ölecek bahtiyar) kuluna çevirir mi?” diye sorulunca buyurdu ki: “Ey Ali! Beni hakla gönderen Allâh-u Te’âlâ’ya yemin ederim ki; Levh-i Mahfuz’da: ‘Felan oğlu felan şakî olarak yaratıldı ama Allâh-u Te’âlâ bu hükmü sildi ve onu sa’îde döndürdü.’ diye yazılmıştır.
(Demek ki ezelî ilimde onun tevbe edeceği bilindiğinden, muallak /askıdaki/ kâzâda yazılan şekâvet silinip, mübrem /değişmeyecek, kesin/ karardaki saâdet hükmü yerini bulur.)
Allâh-u Te’âlâ bu (namazı kılan) kuluna yetmiş bin melek gönderir ki bir dahaki sene başına kadar onun sevaplarını yazarlar, günahlarını silerler ve derecelerini yükseltirler.
Allâh-u Te’âlâ Adn cennetlerine yedi yüz yetmiş bin melek gönderir de onun için şehirler ve köşkler binâ ederler, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın duymadığı nîmetler hazırlarlar ve ağaçlar dikerler. Bu cennetlerin bir benzeri, kullardan hiçbirinin kalbinden bile geçemez ki, her bir cennette size târifte bulunduğum şehirler, köşkler ve ağaçlar doludur.
Eğer bu kişi bir dahaki seneye kadar ölürse şehit olarak ölür. Allâh-u Te’âlâ ona o gece okuduğu İhlâs Sûresi’nin her bir harfine mukâbil yetmiş bin hûri verir ki, her bir hûrinin bir erkek, bir de dişi hizmetçisi bulunur.
Ayrıca ona yetmiş bin ğılman, yetmiş bin vildan (genç köleler, hizmetçiler), yetmiş bin kethüdâ (ciddî iş tâkipçisi) ve yetmiş bin kapıcı verir. O gece İhlâs Sûresi okuyan herkese yetmiş şehit sevâbı yazılır.
(Daha önce kıldığı ve daha sonra kılacağı tüm namazlar kabûl edilir. Anne babası cehennemde bile olsalar, onlara duâ ederse, onlar da (sağlıklarında) Allâh-u Te’âlâ’ya hiçbir şeyi şirk koşmamışlarsa, Allâh-u Te’âlâ onları cehennemden çıkarır da, böylece onlar cennete girerler.)
Beni hak peygamber gönderen Allâh-u Te’âlâ’ya yemin ederim ki; bu kişi cennetteki makâmını, Allâh-u Te’âlâ’nın yarattığı şekliyle görmedikçe yahut ona gösterilmedikçe dünyâdan çıkmaz.
Beni hak Nebî gönderene kasem olsun ki; (bu kişi öldüğünde) Allâh-u Te’âlâ gece ve gündüzün yirmi dört saatinin her bir saatinde, ona yetmiş bin melek gönderir ki ona selâm verirler, onunla musâfaha ederler ve Sûr’a üfürülünceye kadar ona duâ ederler. Bu kişi kıyâmet günü en kıymetli ebrâr meleklerle haşrolur. Allâh-u Te’âlâ yazıcı meleklere: ‘Üzerinden sene geçinceye kadar bu kuluma hiçbir günah yazmayın ve onun için sevaplar yazın.’ diye emir buyurur.
(Her kim namazı ve âhiret yurdunu niyet ederek bu namazı kılarsa, Allâh-u Te’âlâ ona o gece Kendi katından büyük bir nasîb verir. Allâh-u Te’âlâ ona rüyâsında; otuzu kendisini cennetle müjdeleyen, otuzu ona cehennem azâbından eman veren, otuzu onu hatâ yapmasın diye koruyan, onu da -ondan dünyânın belâlarını uzaklaştıran ve- kendisine düşmanlık edenlere tuzak kuran -ve ondan şeytanın hîlelerini uzaklaştıran- yüz melek göndermedikçe o kişi dünyâdan çıkmaz.)”
(Ebu’l-Ferac ibnü’l-Cevzî, Kitâbü’n-Nûr fî fezâili’l-eyyâmi ve’ş-şuhûr, Süleymâniye Ktp., Nafiz Paşa, rakam:329, verak:82/b-83b; el-Gazâlî, İhyâü ‘ulûmi’d-dîn, 1/203; ‘Abdülkādir el-Geylânî, el-Ğunye, 1/348-349; Ebû Tâlib el-Mekkî, Kûtu’l-kulûb, 1/114; Ebû ‘Abdillâh el-Hubeyşî, Kitâbu’l-Berake fî fazli’s-sa’yi ve’l-hareke, rakam:526-531, sh:192, 193; 'Abdulazîz ed-Dirînî, Tahâratü'l-kulûb, sh:136; İsmâ‘il Hakkî el-Bursevî, Rûhu’l-beyân, 8/403; Muhammed Hakkî en-Nâzillî, Hazînetü’l-esrâr, sh:68; Parantez içi ekler ibnü Ebi’d-Dünyâ, Fezâliü şehri Ramazân, rakam:9, sh:40; ez-Zebîdî, İthâfü’s-sâdeti’l-müttakîn, 3/425 ve es-Süyûtî, el-Le’âlî, 2/58’den alınmıştır.)
Muhammed ibni Ali (Radıyallahu Anhümâ)dan, merfû’an (isnâdını Rasûlüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e ulaştırarak) şöyle buyurduğu rivâyet olunmuştur: “Her kim Ramazân’ın yarı gecesinde ve Şa’bân’ın yarıgecesinde yüz rekât kılar da, onlarda bin kere İhlâs Sûresi okursa, cennetle müjdelenmedikçe ölmez” (ibnü Ebi’d-Dünyâ, Fezâliü şehri Ramazân, rakam:9, sh:40)
Kişi dilerse on rekâtta 100 ihlâs’la da bu namazı kılabilir. Zebîdî (Rahimehullâh)ın beyânı veçhile; bu namazdan maksat İhlâs-ı Şerîf’in 1000 kere okunmasıdır ki bu şekilde edâ edilse de yeterli olur.
Zünnû-u Mısrî Hazretleri’nden rivâyet olunduğuna göre Berâat Gecesi her kim on iki rekât kılar da, Fâtiha’dan sonra 50 kere İhlâs Sûresi okusa yüz rekâtın sevâbını alır. (Muhammed ibnü Hatîriddîn, el-Cevâhiru’l-hams, sh:58/59)
Berâat Gecesi’nin diğer namazları, duâları ve zikirleri için “Şa’bân-ı Şerîf Risâlesi”nin 136-186. Sayfalarına, kitabın yeni baskısında ise 155-203. Sayfalarına mutlakâ bakınız.
BERAT KANDİLİ’NDE OKUNACAK DUALAR
“Allah’ım! Doğru söyleyen bir dil ve teslim olmuş bir kalp lütfetmeni istiyorum.” (Tirmizi, Daavat, 23)
“Ya Rabbi! Sen affedicisin, affetmeyi seversin, beni affet.” (İbn Mace, Dua, 5)
“Allahım! Senden hidayet, takva, iffet ve(başkalarına muhtaç olmayacak) zenginlik niyaz ediyorum.” (Müslim, Dua, 72)
“Ey kalpleri evirip çeviren Allahım! Kalbimi dininde sabit kıl.” (Tirmizi, Daavat, 124)
“Allahım! Zulmetmekten ve zulme uğramaktan sana sığınırım.” (Nesai, İstiaze, 14)
“Allah’ım! Günahlarımı, bilgisizlik yüzünden yaptıklarımı, haddimi aşarak işlediğim kusurlarımı, benden daha iyi bildiğin bütün hatalarımı bağışla.” (Buhari, Daavat, 60)
“Allah’ım acizlikten, tembellikten, korkaklıktan, cimrilikten, ihtiyarlık düşkünlüğünden ve kabir azabından sana sığınırım. Allah’ım! Bana sana karşı gelmekten sakınma duygusu kazandır.Nefsimi günahlardan arındır, çünkü onu en iyi arındıracak olan Sensin.Nefsimin sahibi ve efendisi sensin.Allah’ım! Faydasız bilgiden, ürpermeyen gönülden, doyma bilmeyen nefisten, kabul olmayacak duadan sana sığınırım.” (Müslim, Zikir, 73; Nesai, İstiaze, 13, 65)
“Allah’ım! Senden senin sevgini ve beni sana yakın kılacak herkesi sevmeyi bana nasip etmeni niyaz ediyorum.” (Tirmizi, Daavat, 73)
“Allah’ım! Beni güzellikler işleyip müjdesine nail olanlardan, kötülük işlediklerinde de bağışlanma dileyenlerden eyle.” (İbn Mace, 57)
“Rabbimiz! Bize dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi ateş(cehennem) azabından koru.” (Bakare, 2/201)
“Ey Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak bizi sorumlu tutma! Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmediği şeyleri yükleme! Bizi affet bizi bağışla, bize acı! Sen bizim mevlamızsın.Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et.” (Bakare,2/286)
“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır, ayaklarımızı sağlam bastır(kaydırma) ve şu kafir kavme karşı bize yardım et.” (Bakare, 2/250)
“Rabbimiz! Bizi hidayete erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme.Bize katından bir rahmet bahşet.Şüphesiz sen bağışı en çok olansın.” Al-i İmran, 3/8)
“Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır ve Müslüman olarak bizim canımızı al.” (A’raf, 7/126)
“Rabbim günlüme ferahlık ver.İşimi bana kolaylaştır.Dilimdeki tutukluluğu çöz ki sözümü anlasınlar.” (Taha, 20/25-28)
“Rabbim ilmimi artır.” (Taha, 20/114)
“Rabbim beni tek başıma bırakma!” (Enbiya, 21/89)
“Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkan,25/74)
“Ey Rabbimiz! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimselerin arasına kat.” (Şuara, 26/83)
11-Ey Rabbimiz! Ancak sana dayandık, içtenlikle yalnız sana yöneldik.Dönüş de ancak sanadır.” (Mümtehine, 60/4)
“Ey Rabbim! Beni, bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeğe sevket ve beni rahmetinle salih kulların arasına kat.” (Neml, 27/19)
“Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla.Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bulundurma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.” (Haşr, 59/10)
BERAT KANDİLİ’NDE YAPILACAK İBADETLER
-Nafile namazı kılmak
-Kuran okumak
-Tövbe etmek
-Dua etmek
-Salavat getirmek
-Sadaka vermek
-Hamd etmek
BERAT KANDİLİ ANLAM VE ÖNEMİ
Berat kelimesi; kurtulmak, beri olmak, suçlu olmamak demektir. Berat ve beraet, beri olmak, aklanmak, temiz ve suçsuz çıkmak demektir. Mü’minlerin bu gece günah yüklerinden kurtulup, ilâhî bağışa ermeleri umulduğu için, sözlük manasına uygun olarak “Berat Gecesi” denilmiştir.Bu geceyi ibadet ve taatle geçirmenin çok sevabi ve feyzi vardır.
Bu konuda Resul-u Ekrem şöyle buyurmuştur: ”Şaban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Ve o gecenin gündüzünde (şaban ayının on dördüncü günü) oruç tutunuz. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ o andan fecir oluncaya kadar: ‘Benden mağfiret dileyen yok mu, onu mağfiret edeyim. Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım. (Bir belâ ile) müptelâ olan yok mu, ona kurtuluş vereyim’ buyurur.” (Ibn Mâce)
Ayrıca, Berat gecesi, Kuran-ı Kerimin Levh-i Mahfuzdan dünya semasına toptan indirildigi gecedir. Buna inzal denir. Kadir gecesinde ise Peygambere ilk kez ve parça parça indirilmeye başlanmıştır. Buna da tenzil denir.