• Hakkımızda
  • Kullanıcı Sözleşmesi
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
  • İletişim
Anasayfa
  • Gündem
  • Ekonomi
  • Hisse
  • Banka
  • Kripto Para
  • Personel Alımı
  • İş Fikirleri
  • Hal Fiyatları Toki Bitcoin Dünya Finans Terimleri İpucu Nasıl Olunur Teknoloji
  • Ara
A
Büyüt
A
Küçült
  1. Haberler
  2. Yaşam
  3. Peygamber Efendimiz Bayramları Nasıl Geçirirdi?
Yaşam
Yayınlanma: 22 Temmuz 2021 - 16:30

Peygamber Efendimiz Bayramları Nasıl Geçirirdi?

Yaşam
22 Temmuz 2021 - 16:30
3 dk okunma süresi
TAKİP ETTAKİP ET
A
Büyüt
A
Küçült
Peygamber Efendimiz Bayramları Nasıl Geçirirdi?
Asr-ı Saadet'te bayram kutlamaları kadınların ve genç kızların da katıldıkları bayram namazı ile başlardı. Bakın Peygamberimiz bayramlar için neler dedi ve o günleri nasıl geçirirdi...

Peygamber Efendimiz (sas), "Arefe günü, kurban günü ve "teşrik" günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bugünler, yeme içme günleridir" buyurur.

PEYGAMBER EFENDİMİZ BAYRAMDA NE YAPARDI?


Allah Resulü, bayram sabahı güzel elbiseler giyinip mescide giderdi. Bayram namazına kadınlar ve çocuklar da iştirak ederdi. Nebi (sas), bayramı sevinç günleri ilan etmişti.

Toplum ve fert düzeyinde meşru ölçüler çerçevesinde eğlenmenin bir ihtiyaç olduğuna inanan Hz. Peygamber (sas), Medine'ye hicret ettikten sonra Medinelilerin yılda iki bayram kutladıklarını görüp "Yüce Allah, size o iki bayram günlerine bedel olarak daha hayırlı iki bayram günleri ihsan buyurmuştur." (Ebu Davud, "Salât", 245; Nesâî, "İdeyn", 1) diye müjdelemiş, o günlerin Ramazan Bayramı ile Kurban Bayramı günleri olduğunu haber vermiştir.

Müslümanlar, bugünlerde birbirlerini ziyaret eder, bayramlaşır, yer, içer ve meşru bir şekilde eğlenerek günlerini neşe ile geçirmeye çalışırlar. Hz. Peygamber, bir başka hadisinde ise şöyle buyurmuştur: "Arefe günü, kurban günü ve "teşrik" günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bugünler, yeme içme günleridir." (Ebû Dâvud, "Savm", 50; Tirmizî, "Savm", 59)

Peygamberimiz, bayramları, Müslümanlar için yardımlaşma, dayanışma ve sevinç günleri ilan ederek, bugünlerde, insanların gülüp eğlenmelerine izin vermiştir. Hem dini hem de sosyal yönü olan bu bayramlar Müslümanların kaynaşmasına vesile olduğu gibi yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesine de imkân sağlamaktadır.

Hz. Peygamber, Müslümanların sevinç ve üzüntülerinin paylaşılmasını istemiş ve sadece bayramlarda değil, her zaman karşılıklı yardımlaşmayı emretmiştir. O'nun, konuyla ilgili emir ve tavsiyelerini hepimiz biliriz.

Toplum dayanışmasını sağlamak üzere maddi durumu müsait olanların, Ramazan Bayramı'nda, her bir aile ferdi için fitre vermelerini; Kurban Bayramı'nda ise kurban kesilmesini emretmiştir. Ayrıca Kurban Bayramı'nda farz namazlardan sonra teşrik tekbirlerinin getirilmesi de O'nun sünnetlerindendir.

BAYRAMDAKİ TATLI GELENEĞİ NASIL BAŞLADI?


Asr-ı Saadet'te bayram kutlamaları musallâ (namazgâh) adı verilen geniş bir alanda kadınların ve genç kızların da katıldıkları bayram namazı ile başlardı.

İlk defa bayram namazı musallâda hicretin ikinci yılında, Kurban Bayramı'nda Zilhicce ayının onuncu günü kılınmıştır.

Peygamberimiz, bayram namazlarını, hava yağışlı değilse, Mescid'in biraz uzağında bulunan musallâda kıldırırdı. Kurbanını da burada keserdi. Bayram namazına gitmeden önce gusleder ve en güzel elbisesini giyerdi.

Hz. Peygamber musallâya giderken ve evine dönerken farklı yollardan geçmeyi tercih ederdi. Ramazan Bayramı namazına çıkmadan önce birkaç tane hurma yerdi. Onun hurma yeme âdeti bir sünnet telakki edilmiş; bu anlayış, bayramlarda tatlı ikramı geleneğini doğurmuştur.

Kurban Bayramı'nda ise hiçbir şey yemez, kesilen kurban etinden yerdi. Bayram namazı kılınan yere gelince önce iki rekât bayram namazı kıldırır, sonra da ayağa kalkıp cemaate dönerek hutbe okur, vaaz ve nasihatte bulunurdu. Daha sonra arka saflarda bulunan kadınların tarafına giderek onlara da öğüt verirdi.

DOSTLARINI EVLERİNDE ZİYARET EDERDİ


Peygamberimiz, her zaman arkadaşlarıyla görüştüğü gibi bayramlarda da onları evlerinde ziyarete gider, ikramlarını kabul ederdi. Kendisi de misafirlerine ikramda bulunurdu.

O, Müslümanlar arasında dargınlığı hoş görmemiş ve "Bir Müslüman'ın diğer Müslüman'a üç günden fazla dargın durması helâl olmaz." (Buhârî, Edeb, 57) buyurmuştur.

Allah Resûlü, hastaları ziyarete önem verir; bunun, Müslümanlar için bir vazife olduğunu bildirirdi.
İlginizi Çekebilir
Rüyada Ağlamak Ne Anlama Gelir, Nedir? Rüyada Hıçkırarak ağlamak ne demek, neye işarettir?
Rüyada Ağlamak Ne Anlama Gelir, Nedir? Rüyada Hıçkırarak ağlamak ne demek, neye işarettir?
Polonya'da Asgari Ücret Ne Kadar? Çalışma Şartları Nasıl?
Polonya'da Asgari Ücret Ne Kadar? Çalışma Şartları Nasıl?
Son Haberler
Servis Bankacılığı: Nedir, Ne İşe Yarar?
Servis Bankacılığı: Nedir, Ne İşe Yarar?
Döviz ve Emtia Alım Satımı Nasıl Yapılır?
Döviz ve Emtia Alım Satımı Nasıl Yapılır?
Piapiri Güvenilir mi?
Piapiri Güvenilir mi?
Sanal POS ile Sorunsuz Online Satışınızı Yapın
Sanal POS ile Sorunsuz Online Satışınızı Yapın
Youtube Beğeni Satın Al Hizmeti Veren En iyi 7+ Siteler
Youtube Beğeni Satın Al Hizmeti Veren En iyi 7+ Siteler
PARA UZMANI Martin Lewis, Bitcoin ve kripto para birimi hakkında ne dedi?
PARA UZMANI Martin Lewis, Bitcoin ve kripto para birimi hakkında ne dedi?

Ana Sayfa
Gündem
Ekonomi
Hisse
Banka
Kripto Para
Personel Alımı
İş Fikirleri
Hal Fiyatları
Toki
Bitcoin
Dünya
Finans Terimleri
İpucu
Nasıl Olunur
Teknoloji
Foto Galeri
Üye Paneli
Günün Haberleri
Arşiv
  • Rss
  • Hakkımızda
  • Kullanıcı Sözleşmesi
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
  • İletişim

Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.